KISKANÇLIK MI? O DA NESİ?

KISKANÇLIK MI? O DA NESİ?
  • 1
    0
    0
    0
  • Kıskançlık, öfke, korku ve mutsuzluk gibi birkaç duygunun karışımından meydana gelir. Korktuğumuz zamanlarda bu durumları ciddi bir tehdit olarak algılayıp, önce duygusal olarak iç dünyamıza sonra da ilişkilerimizde, iletişimde olduğumuz kişilere karşı tutumlarımıza yansıtırız.

    Yapılan çalışmalara göre yetersizlik duyguları yüksek olan bireylerin gerçek ya da var olmayan hayali bir rakibin varlığı karşısında kendi benlik saygılarında aşırı tehdit oluştuğundan kıskançlığı yüksek seviyede yaşayabiliyor. 

    Yetersizlik duygusu kıskançlığı besliyor ve de şiddetli bir biçimde deneyimlememize neden oluyor.

    KISKANÇLIĞIN TANIMI

    KISKANÇLIK

    Kıskançlık bir kişinin veya bir ilişkinin yitirilmesinden korkulan, karmaşık bir ruhsal yaşantı ve olumsuz tutumdur. 

    Bunun dışında başkasının sahip olduğuna kendisinin de sahip olma gerekliliğini hissettiren bir duygudur. TDK, kıskançlık kelimesini şöyle açıklamıştır:

    "Bir kimse bir üstünlük gösterdiğinde veya sevilen birisinin, başkası ile ilgilendiği kanısına varıldığında takınılan olumsuz tutum"

    Kıskançlık doğuştan değil, sonradan öğrenilen ve birçok insanı etkileyen, rahatsız eden bir duygudur.  Dozunda bırakıldığı sürece kıskançlık bir hastalık değil davranış bozukluğudur. Kişi bu konuda kendini kontrol edemezse bu davranış bozukluğu ileride depresyona sebebiyet verebilir. 

    Othello Sendromu (Patolojik Kıskançlık)

    Bu tür kıskançlıklar ise takıntılı kıskançlık olarak geçer.

    Othello Sendromu Sebepleri Nelerdir? 
    Othello Sendromu psikopatolojik bir rahatsızlık olmasıyla beraber başka psikolojik rahatsızlıkların tetiklemesi halinde de gelişebilecek bir hastalıktır.

    Takıntılı ya da sanrılı kıskançlığın özünde özgüvensizlik ve düşük benlik algısı yatar. Bu gibi psikolojik sorunlar kişiyi kaygı bozukluğuna sevk eder. 
    Othello sendromunda borderline kişilik bozukluğu, bipolar bozukluk, şizofreni (paranoid) ya da psikoz gibi nörolojik rahatsızlıklar risk faktörü oluşturmaktadır. Bu hastalıklar othello sendromunun oluşmasına zemin hazırlayabilir.
    Beynin sağ ön lobunun düzgün çalışmaması ya da hasar alması durumunda kişi, Othello sendromu belirtileri gösterebilir. Parkinson hastalığı gibi nörolojik hasar kaynaklı hastalıklar ya da benzeri beyin travmaları ve beyin hastalıkları takıntılı kıskançlığa neden olabilmektedir.
    Alkolizm ve madde bağımlılığı da Othello sendromu oluşumunu tetikler.
     

    Kıskançlık Sadece İnsanlarda Mı Görülür?

     Kıskançlık Sadece İnsanlarda Mı Görülür?
     

    Kıskançlık özgüven eksikliği ve yetersizlik duygusundan dolayı ortaya çıkmaktadır. Kıskançlık yaşayan birisi zaman ile değersizlik, çaresizlik, öfke, mutsuzluk ve yalnızlık gibi duyguları da yaşar.

    Peki Kıskançlık Sadece İnsanlarda Mı Görülür? 

    İnsanların yanı sıra bu davranış bozukluğu hayvanlarda da görülmektedir. En belirgin örneğini kedilerde gözlemleriz. Bir evde uzun süre bulunan bir kedi tüm ilgiyi kendi üzerine çektiğini hisseder. O eve ikinci bir kedi geldiğinde diğeri asabi tavırlar göstererek kıskanç olmaya başlar ve sahibine tepki gösterir.

    Kıskanılmak, Sahiplenilmek Midir?


    Bazı insanlar kıskanılmak ister. Kıskanılmak isteyen kişiler aslında sevgiden ve ilgiden yoksun olarak büyümüş kişiler olabilirler. Yani sevilmeyi farklı bir biçimde kodlayarak, sanki sevilmek “kıskanılmak” ile alakalı zannediyorlar. 

    İlgisiz, ihmalkar anne-baba(veya bakım veren) tutumuna maruz kalmış olabilen ve fazla ilgiye ihtiyaç duyan bu kişiler sevgisiz büyümüş veya tutarsız bir tutumla yetiştirilmiş de olabilirler. 

    Sevgisizlik, tutarsızlık veya ailenin aşırı abartılı ve içi boş olan sevgi sözcükleri de çocukların gelişimini olumsuz etkileyebiliyor. Gerçek sevgi ve doğru iletişimin ne olduğunu bilmeyen, öğrenmeyen bir çocuk ileride insan ilişkilerinde yanlışları doğrudan ayıramayabiliyor. 

    Örneğin bir erkek çocuğun babası, annesine kıskançlık sergileyip özgürlüğünü kısıtlıyorsa çocuk da sevgiyi ileride “sahiplenmekle” karıştırabiliyor.

    Bu durumda psikolojik olarak kodlanan yanlış bilgileri tespit edip onların kaynağında ne olduğunu gözlemlemek gerekiyor.

    Sosyal Medya İçinde Kıskançlık


    Sosyal medya kullanırken sanal iletişimin, gerçek iletişimin önüne geçmemesi gerekiyor. Günlük hayatımızı kuşatma altına alan sosyal medya yüz yüze iletişime gölge düşürüyor. Kişilerin birbirlerine zaman ayırmak yerine sosyal medyanın eğlenceli dünyasına kapılması, çiftleri birbirlerinden uzaklaşıyor ve aradaki iletişim gücü azalıyor.

    Sosyal medyada kıskanan kişiler genellikle hayatlarını başkalarıyla kıyaslayan kişiler olarak gözlemleniyor.

    Ama unutmamalıyız ki; başkalarının hayatlarıyla kendi hayatlarımızı karşılaştırmak hayatımızda olan mükemmel şeyleri görmenizi engeller. Sahip olduklarımıza odaklanmamız, kıskançlığınızı azaltacaktır. 

    Diyelim ki çevrenizde bir girişim içinde bulunan bir arkadaşınız işinde başarı sağladı, siz yerinizde saydığınız için onu kıskanıyorsunuz. Böyle düşünmek yerine, kendi kariyerinize, sağlığınıza, evinize odaklanın.

    Sahip olduklarınızın tadını çıkarıp başarılarınızı onurlandırın. Lao Tzu bu noktada oldukça haklı. Yaşamda canlı kalmanın yolu buradan geçiyor.

    Sosyal ve gerçek ilişkilerinizin güzel giden yönlerini, olumlu özelliklerini düşünün. Her ne zaman kendinizi karşılaştırma yaparken bulursanız, başkasının da sizin hayatınızla karşılaştırma yaptığını düşünün. Belki bu yol işe yarar.

    Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Görüşlerinizi yorum kısmına yazabilirsiniz.

    Bana ulaşmak için ise buraya tıklayabilirsiniz.
    Görüşmek dileğiyle, esen kalın.

    Kaynaklar: 1, 2, 3, 4, 5

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.