Günaydın...

Günaydın...
  • 1
    0
    0
    0
  • Yaz saati uygulaması nasıl da kıştı.Karanlık sokaklar çağırıyordu uykulardan,ay sonu ödemelerini kazanmak için.Üstü kalsın diyebileceğimiz hiçbir şey de kalmamaya başlamıştı buna sevmeler ve umutlar da dahil.Yola düşüyorduk, düşünceli ve uykulu... Kırık dökük,yorgun...Bunun bu kadar arabesk bir uyanış olmaması gerekirdi fakat öyle uygun görmüştü büyükler zaten bizim bir fikrimiz var mıydı ki yada varsa da önemi?Tüm bunlar yetmiyormuş gibi ki eksik anlatımın babası varken şu cümlelerde, birbirimizi de nasıl bırakıp gidiyorduk bütün ışıkları söndürüp.Velhasıl şehirler karanlık,kalbimiz ondan beter.
    Yine de umut edecek bir şey bulmak için aranıp duruyoruz.Bulduğumuz en ufak bir kırıntıya ekmek gibi tapıyor,kutsuyoruz onu.Bu kadar muhtaçken neden bu denli naçarız diye sormak istiyorum fakat soruma muhatap her sabah aynadakinden farklı bir kişi olamıyor.
    Her şeye rağmen günaydın,kalbinden ve dayatmalardan muzdarip olanlar...

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.