Evdeki dağınıklığın üzerine kapıyı çekerek çıkıyorum dışarı yine
Musluk hala damlamaya devam ediyor şıp şıp ayakkabılarımı bağlarken duyabiliyorum
Hiç umrumda değil,evim koca bir okyanusa dönüşse,ben zaten boğuluyorum
Hava dünkünden de sıcak,herkese yetecek kadar güneş var ama benim bir tarafım daima karanlıkta kalıyor
Nereye gideceğimi bilmiyorum ayaklarım bu sefer beni götürmeyecek,dünyaya soruyorum cevap yok
Tepemden bir uçak geçiyor ona soruyorum sesimin ulaşacağını umarak ama o da gideceği yeri biliyor çoktan bana göre bir yeri yok
Yürüyorum kaldırımlar yeni boyanmış,üstüne basmamaya çalışıyorum yine eski rengine geri dönecekler biliyorum hiçbir şey aynı kalmaz
Bende öyle çok değiştim,her şey değişti
Yürümeye devam ediyorum bir planım yok,bir yerim yok
Ayakkabılarım yıpranmış ve yıpranacak her adımımda
Dükkanların önünden geçiyorum içleri o kadar karışık ki en son kaybolmuştum böyle bir dükkanda
Hep böyleydi dışarıdan çok düzenli ama içinden bakılınca bir ip yumağı gibi dolaşık
Tıpkı benim gibi içimde ne karışıklıklar çözülmeyi bekliyor
Hiçbir mevsim bana uymuyor içimde daima fırtınalar kopuyor bir haziran ayında veya tepemde şimşekler çakıyor kara bulutların altında güneş çıkmak için gün sayıyor
Şimdi en sevdiğim kafemin önünden geçiyorum koltukları benim koltuklarımdan daha rahat ve üzerinde saatlerce hayal kurulabilinir
Anılarım canlanıyor burada; kaç kitap bitirdim? kaç sayfa yazı yazdım? yarım kalan sayfalarımın arasına kaç tane peçete sıkıştırdım?
Kaç defa geçmişimde kaybolup tekrar geri geldim? kaç defa kahvemi sert içtim ve hiç şeker atmadım sayamıyorum
Çok dar geliyor bu sokaklar artık ruhuma,şehir koskocaman ama bana yetmiyor
Cebime koyuyorum ellerimi her cebimde gittikçe taşan dünyanın yükleri
Aralarından bir sigara çıkarıyorum yakıp ciğerlerime çekiyorum ve tekrar güneşli gökyüzüne doğru üflüyorum
Kaç kişi içindeki tüm sıkıntıyı üfleyip kirletmiştir bu masmavi gökyüzünü?
Yerlerde üzeri basılmış izmaritleri de sayamadım henüz
Belki bir gün sayarım...
Yorum Bırakın