Rock Tarihinin En İkonik Albüm Kapakları ve Hikayeleri - I

Rock Tarihinin En İkonik Albüm Kapakları ve Hikayeleri - I
  • 10
    0
    0
    0
  • Bugünkü yazımızda -daha doğrusu yeni bir serimizin başlangıç yazısında- sizlerle birlikte rock tarihindeki önemli şarkıcıların/grupların zamanında hem arka plandaki hikayeleriyle hem de tasarımlarıyla ses getirmiş olan albüm kapaklarını inceleyeceğiz.
    • Pink Floyd - The Dark Side Of The Moon
    The Dark Side of the Moon - Vikipedi Listeye ne ile başlayacağımızı tahmin etmesi zor olmasa gerek; zira 1965'ten bu yana rock tarihinin en önemli gruplarından biri olan Pink Floyd'un bu albüm kapağı, artık günümüzde Pink Floyd'u hayatında hiç dinlemeyenler tarafından bile bilinir bir halde. İlk olarak şu söylenebilir ki grup üyeleri albüm kapaklarında bulunmayı zaten hiç istememişler; durum böyle olunca da albüm kapaklarının tasarımında, hayatının tamamını nerdeyse Pink Floyd'la çalışarak geçirmesiyle tanınan İngiliz grafiker Storm Thorgerson ile çalışmayı tercih etmişler. Henüz daha albümün kayıt aşamasındayken gruba yedi ayrı kapak tasarımı sunulmuş ve grubun üyeleri -tam olarak- 3 dakika içerisinde bu prizmanın bulunduğu tasarımı seçmişler. Öyle ki grubun efsanevi gitaristi ve aynı zamanda co-solisti David Gilmour, Rolling Stone'a verdiği bir röportajda hiçbir şüpheye düşmeden bu kapağı seçtiklerini ve ilk andan beri mükemmel olduğunu düşündüklerini belirtmiş. Aslında sol taraftan gelen beyaz ışık, prizma ve prizmadan çıkan altı ayrı renk, bu imgelerin hepsi, gruba ve albüme dair birtakım özellikleri sembolize ediyor. İlk olarak bu albümde bulunan ve sözlerinin tamamını Roger Waters'ın yazmış olduğu şarkıların hepsinde sırasıyla "delilik", "ölüm", "para", "yaşam savaşı" ve "zamanın akışı" gibi temalar görmek mümkün. Bu temalardan yola çıkarak da Thorgerson verdiği bir röportajda üçgenlerin zaten başlı başına "tutku"yu temsil ettiğini ve bunun şarkılara hakim olan ve aynı zamanda şarkıların ara ara duyduğumuz rastgele konuşma sesleriyle de dinleyiciye empoze edilmeye çalışılan delilik hissi ile örtüştüğünü belirtmiş. Bir diğer taşıdığı anlam ise bu üçgenin grubun kendine has ışıklı şovlarına da bir gönderme olmasıymış. Spektrum ise yine Thorgerson'ın aynı röportajda belirttiği üzere albümün açılış parçası olan Speak To Me'nin ilk saniyelerinde duyduğumuz kalp atışlarının, albümün son parçası olan Eclipse'in bitişinde duyulan atışlarının süregelişini temsil etmekteymiş. Ayrı bir bakış açısı ile şöyle de yorumlayabiliriz; tabii ki herkeste farklı duygular uyandırabilir fakat beyaz ışık sanki hayatın tek düzeliği ve sıradanlığını temsil ediyorken albümü dinledikten sonra -üçgenden geçtikten sonra-, grubun vermek istediği mesajlar ve dinleyicide uyandırmak istediği duygular sonrası tüm o sıradanlıkların hepsi ayrı ve yeni bir vücut bularak çeşitlenip renkleniyormuş gibi düşünülebilir.  
    • Metallica - Load
    Metallica: Load - Plak - Opus3a 1996 yılında dinleyicilerle buluşan Load albümü, çıktığı dönemde sadece albüm kapağının arka planındaki hikaye ile değil, Metallica'nın müzik tarzındaki değişimle de dikkatleri çekmiştir. Öyle ki grubun o zamana kadar istikrarlı bir şekilde sürdürmekte olduğu "thrash metal" tarzı bu albümde bu albümde yerini hard rock sound'una bırakmış, grubun üyeleri aynı zamanda kendi dış görünüşlerinde de değişikliğe gitmiş, tüm grup üyeleri o ikonik uzun saçlarına veda etmişlerdi. Albüm kapağında görmekte olduğumuz görsel Amerikalı fotoğrafçı Andres Serrano'nun "Semen and Blood III" isimli bir çalışması ve ilk bakışta alevleri andıran bu imaj aslında bu çalışmanın isminden de anlayabileceğimiz üzere iki ince cam arasına konulmuş büyükbaş hayvan kanı ve Serrano'nun kendi spermleri. Bir aralar "Bu görselde bulunanlar Metallica grup üyelerinin kendi kanı ve spermleri" gibi söylentiler çıkmış olsa da kısa bir araştırma sonucu bu çalışmanın 1990 yılına, yani albüm çıkmadan 6 yıl öncesine ait olduğunu teyit etmek mümkün. Bu albüm kapağının bir diğer özelliği ise yeni Metallica logosunu ilk gördüğümüz albüm olması; önceden bir şimşek görünümünü andırırcasına keskin hatları olan font gitmiş, yerine -tabiri yerindeyse- törpülenmiş ve yumuşatılmış bir font ile yazılmış bir Metallica logosu gelmişti.  
    • David Bowie - Aladdin Sane
    David Bowie: Aladdin Sane - CD - Opus3a Brian Duffy tarafından, albümün çıkmış olduğu 1973 yılında çekilen bu portre belki de şu ana kadar Bowie'nin insanların aklında en çok kalmış olan imajı demek yanlış olmaz. Bu albümden önce müzik dünyasında kendi yaratmış olduğu Ziggy Stardust kişiliği ile bilinirken bu albüm ile birlikte; diğer kişiliğinden çok daha farklı, Bowie'nin kendi deyişiyle "Amerika'nın etkisi altında kalmış bir Ziggy Stardust" olan Aladdin Sane kişiliği ile tanışıyoruz. Ziggy Stardust kişiliğinin içine hapsolmak istemeyip ondan daha karanlık ve daha farklı bir saç stiline sahip olan bir karakter yaratan Bowie'nin, bu karakteri yaratırken şizofreni hastası olan üvey kardeşi Terry'den ilham aldığı ve hatta albümün ismini "A-lad-insane (deli bir adam)" olarak da algılayabileceğimiz söyleniyor. Albüm kapağını ikonikleştirdiğini düşündüğümüz asıl nokta olan Bowie'nin yüzündeki şimşek figürü ise kısa bir zamanda artan şöhretin Bowie'nin ruhunda bırakmış olduğu "çatlamışlık hissi"nin dışa vurumunu temsil ediyor.
    • Placebo - Placebo
    Placebo - Placebo Cd Fiyatı, Taksit Seçenekleri ile Satın Al Alternatif rock sahnesinin en başarılı gruplarından biri olan Placebo'nun, grubun kendi ismini taşıyan ve 1996 yılında çıkarmış oldukları ilk stüdyo albümünün kapağının arkasında bir hikayeden daha çok, bir "olay" yatıyor demek daha doğru olur. Albümün kapağında görmüş olduğumuz çocuk -tabii şimdilerde bir yetişkin- olan David Fox, albümün kapağında nasıl yer aldığını anlattığı bir röportajda şöyle söylüyor: "Büyük ağabeyim Duane hayatını kaybetmişti ve kuzenim Saul Fletcher da cenazeye gelmişti. Aslında onu çok iyi tanımıyordum, çünkü o Londra'da yaşıyordu ve ben ondan yaşça çok küçüktüm. Kendisi profesyonel bir fotoğrafçıydı ve tüm kamera ekipmanları ile birlikte gelmişti. Beni dışarı çıkarttıktan sonra benden değişik yüz ifadeleri yapmamı ve değişik pozlar vermemi istedi. O zamanlar bunu sadece kişisel olarak kullanacağını düşünmüştüm." Tabii ki anlayacağınız üzere bu çekimin kişisel bir kullanım için olmadığı ortaya çıkıyor ve David Fox kendini bir anda albüm kapağında, reklamlarda ve posterlerde kendini görmeye başlıyor. Yine aynı röportajda notları iyi olan ve çokça arkadaşa sahip bir çocuk olduğunu fakat bu kapakta yer aldıktan sonra hayatının tepe taklak olduğunu; okulundaki herkesin, onun kapakta verdiği pozla dalga geçtiğini ve tüm arkadaşlarını yavaş yavaş kaybettiğini söylemiş. Bu sebeplerden dolayı okul değiştirmek zorunda bile kalmış ve bundan sonraki hayatı hiç iyiye gitmemiş. En son 2012 yılında elinde olan parayı, Placebo'ya ve fotoğrafını ondan izinsiz kullanan fotoğrafçı kuzenini dava etmek için avukatlara verdiğini ve bu olayın peşini bırakmayacağını söylemiş. Öyle ki "Kuzenim benim üzerimden ne kadar para kazandı bilmiyorum, onu o zamandan beri görmedim. Aynı zamanda plak şirketine ve grubun menajerlerine de sinirliyim, benim iznim için belge göndermeleri gerekirdi" cümlelerini sarf ettikten sonra, bu durumun parayla ilgisi olmadığını, tamamen prensipleriyle ilgili olduğunu çünkü ona bunu yaşatanların "böyle" bir hayat sürmenin ne demek olduğunu da eklemiş.
    • Led Zeppelin - Houses of the Holy
    Led Zeppelin / Houses of The Holy, LP | Vintage Records Rock müziğin var olmasının sebeplerinden biri olan İngiliz grup Led Zeppelin'in 1973 yılında çıkardığı beşinci stüdyo albümü olan Houses of the Holy, gerçekten ilk başta bakıldığında anlaşılmayan bir görsel diyebiliriz. O zamanlar Led Zeppelin'in de içinde bulunduğu psikedelik rock akımının da taşıdığı özelliklere de bakılacak olursa, sanki bir "halüsinasyon" etkisi yaratılmak istenmiş gibi. Bu albüm kapağı çalışması, Pink Floyd'un The Dark Side of the Moon albümünde bahsetmiş olduğumuz Storm Thorgerson'ın kurduğu tasarım şirketi olan Hypgnosis'e ait. En başta bu tasarım için 1930'larda bilim-kurgu romancısı olan Arthur C. Clarke'ın Childhood's End kitabının sonundan ilham alınmış. Sonrasında ise fotoğrafçılarla birlikte biri kız biri erkek iki kardeş ile birlikte Kuzey İrlanda'da bulunan "Devler Kaldırımı" isimli jeolojik bir yapıya gidilmiş; orada çekilen birkaç ayrı fotoğraf kolajlanmış, ilk başta da söylediğimiz gibi halüsinasyon etkisi veren efekt fotoğrafa işlenmiş ve 10 günün sonucunda bu albüm kapağı ortaya çıkarılmış. Ek bir bilgi olarak da ne grubun ismini ne de albümün ismini yer vermeyen ilk Led Zeppelin albüm kapağı olma özelliğini taşıdığını söyleyebiliriz. 1974 yılında yapılan Grammy Ödülleri'nde "En İyi Albüm/Kayıt Paketi" kategorisine aday gösterilen bu albüm kapağı; aynı zamanda çoğu müzik dükkanı tarafından "çıplak çocuk görüntüsü" içerme sebebiyle, Houses of the Holy raflarda yer edinememiş.  
    • The Beatles - Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band
    beatles-5 Son olarak, 1960'lı yıllardan bu yana gerek müzikleriyle gerek kişisel imajlarıyla büyük ses getiren İngiliz rock grubu The Beatles'ın sekizinci stüdyo albümü ve albümle aynı isimli filmin de albümü olan Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band'in kapağını inceleyeceğiz. Rolling Stone tarafından "gelmiş geçmiş en iyi albüm" ünvanını alan ve aynı zamanda The Beatles'ın ilk "konsept" albümü olma özelliğini taşıyan bu değerli albümün kapağı, Jann Haworth ve Peter Blake tarafından tasarlandı; ayrıca bu iki yetenekli tasarımcı albüm kapağındaki çalışmaları sonucu, albümün çıktığı sene olan 1967'de En İyi Albüm Kapağı kategorisinde Grammy Ödülü kazandılar. Açıkçası kapağı incelemeye nereden başlayacağımıza karar vermesi güç, çünkü en önde bando takımı kıyafetleriyle duran grup üyelerinin arkasında "yığınla" bir sürü ünlü ismin yüzleri bulunuyor. Bu ünlü isimlerin birkaçını saymak gerekirse Bob Dylan, Marilyn Monroe, Oscar Wilde, Buddha, Carl Jung, Edgar Allan Poe, Karl Marx, Marlon Brando ve Albert Einstein örnek verilebilir. Aynı zamanda grubun kendi ana görselinin hemen sol tarafında da yine grup üyelerinin ilk zamanlarına ait olan hallerinin balmumu heykelinin görüntüsünü görebilirsiniz. Peter Blake, Mojo dergisine verdiği bir röportajda albüm kapağını tasarlarken düşündükleri fikri ise şöyle açıklamış: "Grup sanki bir parkta konser veriyormuş gibi düşündük ve ardından da konser sonrası onları dinleyenlerle fotoğraf çekilmiş gibi olacaklardı. Hem de bu kalabalık büyüleyici bir kalabalık olacaktı, çünkü kimlerin onları izlemesini isterlerse o insanların fotoğrafını koyabilecektik." Kapağın tasarlanma aşamasında aslında en başta Hz. İsa ve Adolf Hitler de bulunuyormuş fakat sonradan bu durumun tartışmalı olabileceğine karar verilip çıkarılmış. Albüm çıktıktan sonra, figürlerin çıkarılmasının tam tersi olarak, Elvis Presley gibi bir idolün kapakta neden bulunmadığına dair kritikler yapılmış; bu konuya Paul McCartney, Presley'nin kapakta yer alan isimlerden çok daha önemli ve onların çok üzerinde bir isim olduğunu, bunun konuşulmaya bile gerek olmadığını söylemiş. Toparlamak gerekirse, aslında kapakta yer alan ünlü isimlerin seçilmesinde her bir Beatle'ın fikri alınmış ve bu sayede ortaya her kültürden insanların bulunduğu bir tablo çıkmış.      

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.