Tarım Devrimi Tarihin En Büyük Aldatmacası Mı?

Tarım Devrimi Tarihin En Büyük Aldatmacası Mı?
  • 12
    0
    2
    2
  • Günümüzden 12.000 yıl önce başladı. Tarıma geçiş M.Ö 9500-8500 yıllarında Güneydoğu Anadolu, Batı İran ve Levant bölgesinin tepelik arazisinde, düşük bir hızda ve sınırlı bir coğrafi alanda başladı. 
     
    Akademisyenler bir zamanlar, Tarım Devrimi'nin insanlık için ileriye doğru atılmış büyük bir adım olduğunu iddia ettiler. Buna göre insan zamanla daha zeki oldu o avcı-toplayıcı dönemden hoş, dingin çiftçi yaşamına geçtiler. 
    Bu hikaye tamamen fantastiktir. İnsanların zamanla daha zeki olduklarına dair hiçbir kanıt yoktur. Avcı toplayıcılar doğanın sırlarını zaten biliyorlardı. Tarım Devrimi yeni ve kolay bir yaşam biçimi sağlamaktan ziyade, çiftçilere genellikle avcı toplayıcılarınkinden daha zor ve daha az tatmin edici bir yaşam sundu. Ortalama bir çiftçi avcı toplayıcıdan daha fazla çalışıyordu karşılığında daha kötü besinlere sahip oldu. 

    Bunlara karşın buğday çok emek isteyen bir bitki. Homo Sapiens'in çok efor sarfetmesi gerekti. Çiftçiler bunun yanı sıra çekirge sürülerine ve tavşanlara karşı da önlem alarak bitkiyi korumaya çalıştılar, çok su istediği için kaynaklardan ve derelerden su taşıdılar, hatta tezek toplayarak yetiştiği toprağı beslemek zorunda kaldılar. Homo Sapiens'in vücudu böyle işler için evrimleşmemişti. Fizyolojisi geyiklerin arkasınsan koşmaya, elma ağaçlarına tırmanmaya uygundu, kaya toplamaya ya da su taşımaya değil. İnsanlar bunun bedelini bel ağrılarıyla, fıtıkla, kireçlenmeyle ödediler. 
    Tahıllara dayalı beslenme biçimi mineral ve vitamin yönünden zayıf, sindirimi zor diş ve diş etlerine zararlıdır. Avantajları ise daha iyi korunma şansıydı.

    Bolluk dönemlerinde insanların daha fazla çocuğu oldu, kıtlık dönemlerindeyse az. İnsanlar pek çok memeli gibi üremeyi kontrol altında tutan hormonal ve genetik mekanizmalara sahiptir. Bolluk zamanlarında kadınlar ergenliğe daha erken ulaşır ve hamile kalma ihtimali artar. Kıtlıkta ise tam tersi bir durum mevcuttur. Bu doğal nüfus kontrolü yöntemleeine kültürel mekanizmalarda katkı yapar. Göçeve avcı toplayıcılar için ağır hareket eden ve çok özen isteyen bebekler ve küçük çocuklar ayak bağıdır. Bu yüzden avcı toplayıcıların nufüsü hep alt sınırda seyretmiştir. Fakat tarım toplumlarında ise tarlada çalışacak iş gücüne ihtiyaç var o yüzden nüfus patlaması yaşanması işten bile değildi. Nüfus artışı gıda tüketimini arttırdı, daha çok tarlanın ekilmesini gerektirdi. İnsanlar hastalıklarla dolu yerleşimlerde yaşamaya çocuklar anne sütünden ziyade tahılla beslenmeye başladı, üzerine bir de çocuklar bunları kardeşleriyle paylaşmaya başladı. Tüm bunlar çocuk ölümlerini de arttırdı. 

    Kaynakça: Yuval Noah Harrari, Hayvanlardan Tanrılara 

    Yorumlar (2)
    • Miray ,ellerinize sağlık çok güzel yazmışsınız.Yeni blog sayfası açtım sizleri bekliyorum düzenli olarak paylaşım yapacağım... Lütfen gelecekseniz cevap yazın

      • Şöyle bir şey düşünüyprum bu konu yani insanlığın tarıma geçişi,yerleşik hayata geçişi, çoğalması... Bunların hepsi haliyle köyleri,kentleri doğurdu bu ise insanlığı yönetilmeye ve savailara yol açtı iktidar olmak isteyenler çoğaldı ve bu durum sımof faekı ı ortaya çıkardı(Ve bir şekilde eskiden yani avcı toplayıcı, göçebe hayattaki kadının konumu erkekle eşitken kadınları kapatam bir sımıfa ayrıdılar ve erkek egemen dünyayı doğrudular). Rekabet büyüklüğü gücü ilerletti ve kölelik oluştu. Demoktasi, monarşi,saltanat işe insanı söz sahibi olmaktan çıkardılar yargılayamaz,soegulayaöaz bir hale getiediler ve insanoğlu gittikçe aptallaştı. Bunların hepsi bir zincirin halkası gibi. Acaba insan oğlu yerleiik hayata geçerken belerden korktu, hayal etti mi sonrasını, amacı tam olarak neydi ya da ?

        Yorum Bırakın

        Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.