KİTAPYURDU.COM SON İKİ HAFTADA EN ÇOK SATANLAR

KİTAPYURDU.COM SON İKİ HAFTADA EN ÇOK SATANLAR
  • 1
    0
    0
    1
  • Bu yazımda sizlerle "kitapyurdu.com" platformuna son iki hafta içerisinde eklenen kitaplar arasında ilk 8 de yer alan kitapları satış miktarlarına göre çoktan aza doğru olmak üzere sıralayacağım.

    1. Kaplanın Sırtında - Zülfü Livaneli

    “Kaplanın Sırtında Livaneli’nin edebiyat hayatında ilginç bir çıkış. Sultan II. Abdülhamid devrine
    aynanın öbür tarafından bir bakış… Sürgün Padişah’ın perspektifinden sürükleyici bir anlatım…
    Dikkat çekici bir üslup…” İlber Ortaylı

    “Kaplanın Sırtında, Abdülhamid rejimini alışılmış klişelerden kurtaran sürükleyici bir roman.” Taner
    Timur

    “Geçmişin ve geleceğin, devrimin ve çöküşün, büyük hayallerin ve hayal kırıklıklarının beraber
    yaşandığı yüklü ve zor bir dönemin anlatıldığı önyargısız bir roman...” Ali Yaycıoğlu

    Otuz üç yıl süren bir saltanat, ardından bir gece yarısı gelen Selanik sürgünü…

    Tahttan indirilişinin üzerinden bir asırdan uzun bir zaman geçmiş olan II. Abdülhamid’in yaşamının en
    ilginç evresi Livaneli’nin çağdaş anlatısıyla gün yüzüne çıkıyor. Devrik padişahın, ihtilalci fikirlerin
    filizlendiği Selanik şehrindeki günleri hem bir vicdan muhasebesi hem de yoğun bir psikolojik gelgit
    dalgası.

    Türk edebiyatının kuşak bağı Zülfü Livaneli, II. Abdülhamid’in tahtını kaybettikten sonra
    yaşadıklarına odaklanırken, bireyi, toplumu, devleti ve iktidarı sorguluyor. Selanik sürgünü boyunca
    Sultan’ın ve maiyetinin hususi doktoru olan Tabip Yüzbaşı Atıf Hüseyin Bey’in hatıratından hareketle
    vücut bulan bu tarihi romanda, iktidar kavramına çarpıcı bir bakış açısı sunuluyor.

    2. Yitik Kızlar - Alex Michaelides

    Edward Fosca bir katil! Mariana bundan emin ama hiçbir şey yapamıyor. Çünkü Cambridge Üniversitesi’nde Yunan Tragedyası profesörü olan Fosca, bütün kampüsün hayran olduğu, yakışıklı, karizmatik ve lekesiz bir adam. Özellikle Genç Kızlar Kulübü denen özel hayran topluluğundaki öğrencileriyle ilginç bir yakınlığı var.
     
    Bu kızlardan birinin törensel şekilde katledilmesi üzerine Mariana, psikoterapi uzmanlığını polise yardım için kullanmaya başlıyor. Eski okulu Cambridge’de, kuleler ve taş duvarların sardığı bu cennette, antik geleneklerin uğursuz bir şeyi sakladığının farkında. Lehinde görgü tanığı olmasına rağmen, katilin Edward Fosca olduğundan zerre şüphesi yok. Ama bir profesör neden öğrencisini öldürür? Ve neden Yunan mitolojisinin “genç kızı” Persephone’nin ayinlerinden ve yeraltı dünyasına yolculuğundan söz edip duruyor?
     
    Kampüste yeni bir cesedin bulunmasıyla, Mariana’nın suçlunun Fosca olduğunu kanıtlama çabası onu çöküşün kıyısına sürükleyecek bir saplantıya dönüşüyor.
     
    Sessiz Hasta ile Goodreads Yılın En İyi Gerilim Romanı ödülünü kazanan Alex Michaelides’den, bugüne dek 40 dile çevrilmiş, soluksuz okuyacağınız bir roman.
     
     
    “Michaelides’in uzun zamandır beklenen romanı… Anlatımı kuvvetli ve karşı konulmaz.”
    –NEW YORK TIMES

     

    3. Beni Seç - Tess Gerritsen, Gary Braver

    Tess Gerritsen ve Gray Braver’dan kusursuz bir işbirliği… Geçmişle bugün arasında gidip gelen, ifşalarla dolu, baştan çıkarıcı bir roman.
    The Wall Street Journal
    Büyüleyici bir suç romanı. Gerritsen ile Braver’ın usta hikâye anlatıcılığı tüm netliğiyle karşımızda. 
    Karin Slaughter
    Üniversite son sınıf öğrencisi Taryn Moore’un cesedi yaşadığı apartmanın önünde bulunur. Görünüşe göre, dairesinin balkonundan atlayarak intihar etmiştir. Olay yerine gelen dedektif Frankie Loomis’in içgüdüleri bu genç ve güzel kadının ölümünün ardında başka gerçekler olduğunu söyler.
    Dedektif Loomis’in soruşturması onu üniversite profesörü Jack Dorian’a ulaştırır. Taryn büyük hayranlık duyduğu hocasıyla bir ilişki mi yaşamıştır? İddialı ve hatta tehditkâr bir genç kadın olan Taryn’in ölümüyle Jack’in ilgisi var mıdır?
    Frankie art arda sırları ortaya çıkarırken Jack’in bir şeyler sakladığı kesinleşir. Yalan söyleyen Jack aynı zamanda soğukkanlı bir katil midir?

     

    4. Yıldız Adayının Yol Haritası Hedef-Model-Strateji - Mehmet Sedef

    Doğru besleniyor musun?
    Doğru uyuyor musun?
    Yeteneğin seni yıldız yapar mı?
    Saygı olmadan sporcu olabilir misin?
    Disiplin mi yoksa yetenek mi?
    Kuvvetli psikoloji her savaşı kazanabilir mi?
    Yetenek, disiplin ve mental kuvvet, başarıyı getirir mi?
    Sporcu olmak için danışmanlık alman gerekiyor mu?
    Gelecek kaygın oyununu etkiler mi?
    Taraftar ve sosyal medya baskısına nasıl göğüs gerilir?
    Antrenör-sporcu ilişkilerinde yaşanan doğrular ve yanlışlar neler?
    Ailelerin yanlışları neler?
    Kitap okuma alışkanlığı ve teknoloji, yaptığımız işi etkiler mi?
    Antrenman, performansı nasıl etkiler?
    Seyirciyi kızdıran durumlar neler?
    Sporda yapılan doğrular yanlışlar…
     
    ***
     
    Kaleme alınan bu eser; sporcunun zihin kuvvetinden beslenmesine, uykusundan performansına, antrenmanından hocalarla ilişkisine kadar, aklınıza takılan birçok soruya samimi bir dille cevap vermektedir.

     

    5. Katedral'de Sohbet - Mario Vargas Llosa

    Acaba Peru tam olarak ne zaman çuvallamıştı?
     
    “Bu koşturmaca beni susattı,” diyor Santiago. “Gel hadi bir şey içelim. Buralarda bildiğin bir yer var mı?” “Yemek yediğim bir yer var,” diyor Ambrosio. “İsmi Katedral, garibanların mekânı, bilmem beğenir misiniz?” “Eğer soğuk biraları varsa beğenirim,” diyor Santiago. “Gidelim, Ambrosio.”
     
    1950’ler Lima’sı, General Odría diktatörlüğü dönemi. Farklı sınıflara mensup Zavalita ile Ambrosio yıllar sonra tesadüfen karşılaşıp Katedral adlı barda sohbete dalınca özgürlük ve özgürlüğün yitirilmesi etrafında gelişen bir anlatı ortaya çıkar.
     
    Mario Vargas Llosa’nın, “Hiçbir romanım bana onun kadar emeğe mal olmadı, eğer yazdıklarım arasında yangından sadece bir romanımı kurtarmak zorunda kalsaydım onu kurtarırdım,” diye tanımladığı Katedral’de Sohbet Peru tarihini kişisel yaşanmışlıklarla kesiştiren bir başyapıt.

     

    6. Fotoğraftaki Giden - Kemal Öztürk

    Güzelmişsin, güzelmiş acın
    Acından beslendiğimde.
    Güzel gittin, güzel mi yolun?
    Terk eden rolün bu filmlerde…


    Sus payıymış uçan kuşlara ağır
    Ayrılığı kırpınca bana o gözlerle
    Fotoğraftaki Giden.
    Çığlığım çarpınca bulutlarına
    Bir damla daha kadehimdesin
    Kalbe eşlik cam kırıklarından yolun
    Fotoğraftaki Giden.

     

    7. Danıştay Saldırısı ile Yüzleşme - Ramazan Koyuncu, Bülent Akkar

    Yüce Kudret ulu kitabında “Şahitliklerinizi gördüğünüz gibi dosdoğru yapınız.” düsturuyla biz kullarını fermanlandırdıktan sonra; Hz. Fahri Kâinat da “Bir yanlış gördüğünüzde onu ellerinizle düzeltiniz. Buna gücünüz yetmiyorsa dillerinizle müdahale ediniz. Buna da gücünüz yetmiyorsa, kalbinizle buğzediniz ki bu üçüncü eylem ise imanın en zayıf noktasıdır.” buyurmaktadır. Bizler bu anlayış muvacehesinde Danıştay suikastı ile hasbelkader yüzleşirken, hukukun ve de Hukukullah’ın yerini bulmasına müteveccihen başta şahit olduklarımızdan işe koyularak, gerek medya gerekse de Cumhuriyet Savcılığı, emniyet ve de mahkeme kayıtlarını baz alıp yazdıklarımızı kaynaklandırdık. Tek endişemizin, gerek insanlığı gerekse de yüce Türk milletinin ve Türk devletinin onurunu, gururunu ve istikbalini düşünmek olduğunun ve bundan başka hiçbir hesabımız olamayacağının altını çizerek; Cumhuriyet döneminin en karanlık cinayetini aydınlatmaya matuf âdeta bir derin Türk milleti iddianamesine ayak vermekten başka hiçbir hesabımız olmamıştır. Kaldı ki bu uğurda başımıza gelmeyenin kalmadığı bu hengamede hep vatanımız milletimiz sağ olsun derken, Şehit Yüksek Hâkimimiz Yücel Özbilgin’in ve de benzerlerinin kanının yerde kalmayacağının ispatı vücutu olarak Türkiye’nin sahipsiz olmadığını dillendirerek bütün hainlerin adalete teslim edilmesi bu milletin şerefli evlatları olarak boynumuzun borcudur. Duygu ve düşüncelerimizde yalnız da kalsak hiçbir zaman kuvvetten yana olmayıp her zaman hakkın üstün olduğunun tekrarlanması vesilesiyle saygılarımızı sunuyoruz. Gayret bizden muvaffakiyet Allah’tandır.

    Bu çalışmamız bir inceleme, araştırma şaheseridir. Yüce Türk milletinin medyasının ma’şeri vicdanının bir bakıma millî-yerli refleksi ve şuur arşivinin bir tezahürüdür. Tek endişemiz hukukun tecellisinden başka bir şey olamaz.

     

    8. İncir Kokusu - Doç.Dr. Serdar Olt

    Kurşuni gözlerin alır beni benden
    Ne asuman ne zemin
    Sığdıramadım ki
    Baktığın an anladım
    Gönülde imiş nadan onu anlamaz ki

    Kurşuni gözlerin alır beni benden
    Ben beni kaybederim
    Dimağım sersem
    Gönlüme sorarım kendime gelsem
    Der gerisi lafügüzaf kurşuni gözlerin, kurşuni gözlerin 


     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.