Burhan Doğançay: Geleneksel Türk Sanatçıları #1

Burhan Doğançay: Geleneksel Türk Sanatçıları #1
  • 2
    0
    0
    0
  • Yarım asır boyunca dünyanın muhtelif şehirlerinde izlediği duvarları sanat eserlerine entegre etmesiyle tanınmış olan Burhan Doğançay, 11 Eylül 1929 yılında İstanbul'da doğmuştur ve 16 Ocak 2013 yılında hayatını kaybetmiştir. Her şeyden önce sanata ilgi duymasında en büyük etken ressam olan babası Adil Doğançay ve diğer bir ressam olan Akif Kaplan'dır. Hayatında yer alan bu iki insan ona, sanat sevgisini aşılamayı başarmıştır. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olan sanatçı daha sonra Fransa'da yer alan Académie de la Grande Chaumière sanat kurslarına katılarak sanatı hayatıyla buluşturmaya devam etmiştir. Kurslarından ardından Paris Üniversitesi'nde iktisat alanında doktora yapmayı da ihmal etmemiştir. 

     Sanat hayatı boyunca dünyanın farklı yerlerinde bölgelerinde yer alan duvarları kendi sanatına işlemiş ve sanatseverlere sunmuştur ve bunun başlangıcının New York’ta 86. Sokakta yürürken gözüne takılan bir şey ile başladığını söyler;

    “Şu ana kadar gördüğüm en güzel bir soyut tabloydu. Bir posterin artıkları ile yüzeyinden gelen ve duvarda oluşan parça gölgelerinin desenleri vardı. Daha ziyade portakal renginde ve biraz da mavi ve yeşil ve de kahve rengindeydi. Ayrıca üzerinde, yağmur ve çamurla oluşmuş izler vardı.”

    Doğançay, 70'li yıllarda fotoğraf sanatçılığına da merak salmış, ziyaret ettiği birçok şehri, duvarları fotoğraflamıştır. Bu süre boyunca duvarların yüzeylerini doku kaplama sanatıyla işlemiş, bu duvarların şehrin yaşadığı sosyal ve ekonomik değişimlerin birer parçası ve zamanın izlerini taşıyan birer belgesel misali olduklarını vurgular. Çalışmalarında "hiçbir şeyin hiçbir zaman göründüğü gibi olmadığı" vurgusu ön plana çıkmaktadır. 

    New York'ta kadrajına aldığı duvarları, "Duvarlar" isimli bir sergide sergiledi. Ardından hayata yeni bir proje geçirmek için kolları sıvayarak "Dünya Duvarları" adını verdiği bu projede (zaman anlayışının temelini oluşturan bu proje, duvarda bırakılan izlere ve dokunuşlara önem verdiği bir proje olmuştur. Aynı zamanda 'duvarlar toplumun aynasıdır' cümlesini hissettirmeyi sürdüren bir çalışmadır) 114 ülkeden fotoğraf toplamış ve yıl 1982'yı gösterdiğinde "Fısıldayan Duvarlar" serisiyle büyük bir beğeni toplamıştır. 

    Ayrıca on yıl boyunca süren ve "Duvarlar V" isminin verildiği onbir parçadan oluşan bir dizi izlenimlerinin de dahil olduğu, toplam onaltı taş baskı yaratmış ve, özünde tekdüzelikle bir iletişim kurduğundan, kariyerinde önemli bir dönüm noktası olmuştur.

    Duvar Dokunamasının 21. yüzyıl için öncülüğünü yapan Doğançay Paris'te, Picaud’la tanışır. O dönemde "Kurdeleler" serisi ile ön plana çıkan Doğançay'a hayran kalan Picaud, Burhan Doğançay hakkında, "Duvar dokuma sanatı 21. yüzyılda öncüsünü Burhan Doğançay’da bulmuştur.” sözleriyle sanatçıya olan hayranını dile getirmiştir.

    Elbette kendisinin ve babasının adına ithaf edilen bir müze bulunmaktadır. Doğançay Müzesi, sanatçının sanatçılık yıllarında imza attığı 100 kadar eseri bu müzede sergilenmektedir.  2004 yılında kurulan ve İstanbul’un Beyoğlu semtinde yer alan Doğançay Müzesi Türkiye’nin ilk çağdaş müzesi addedilmektedir.

    En ünlü tablosu olan Mavi Senfoni, Galeri Baraz binasında, tuval üzerine karışık teknikle yapılmış olup, bu eser için Kamran İnce tarafından bir beste yapılmış. Yapılan bu beste, İstanbul Modern'de Hüseyin Sermet tarafından ilk kez icra edilmiştir. 

    Sanat hayatı boyunca açtığı kişisel sergileri, karma sergileri, eserlerinin yer aldığı müzeler ve hakkında yazılan onlarca kitaba konu olmuş olan Burhan Doğançay'ı saygı ve sevgiyle anıyoruz. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.