Rockstar Games tarafından 2016 yılında duyurulan, başarılı bir ilk oyun ardından ise seriyi daha ne kadar ileri götürebileceği bilinmeyen Red Dead Redemption 2; 2018 yılında çıktığı ilk andan itibaren her şeyiyle ezber bozan bir oyun oldu. Rockstar bu defa oyuncuları kaliteli bir romanın, pazar günü babamızın açtığı bir western filminin içine bıraktı ve aradan geçen yıllara rağmen hala hayranlıkla bahsedilen bir eser bahşetti.
Oyun daha ilk saniyesinde Quentin Tarantino'nun The Hateful Eight filminin havasında bir açılışla oyuncuyu içine alıyor ve ara sahneden çıkıp Arthur Morgan'ın kontrolünü ilk kez size verdiği andan itibaren oyunun kalitesini anlıyorsunuz çünkü Red Dead Redemption 2 çoğu oyunun yapamadığını yapıp daha ilk adımı atar atmaz karakterin yürüme hissiyatının ağırlığını size hissettiriyor. At kullanmanın bazen sapıtması dışında Red Dead Redemption 2 mekanikleri açısından kusursuza yakın bir iş. Vuruş hissiyatı olarak oynadığım en iyi oyun olan Red Dead Redemption 2 gerçeklik hissi bakımından karakter animasyonlarını normale göre yavaşlatmış ve bu bazı oyuncular için problem olsa bile benim deneyimimi herhangi bir şekilde etkilemedi.
Oyun hikaye olarak bize birçok macera yaşatsa da ana konu olarak Van Der Linde çetesinin nasıl dağıldığını; Dutch'ın ve John Marston'ın ilk oyundan tanıdığımız adamlara nasıl dönüştüğünü ilmek ilmek işleyerek anlatıyor ve daha da önemlisi bizi oyun tarihinin yazılmış en iyi karakterlerinden biriyle, Arthur Morgan ile tanıştırıyor. Arthur; çetesine her daim sadık, dostlarının yardımına koşan, zamana yenilmiş bir adam. Onun tanıdığı eski dünya yıkılıyor ve Arthur o dünyada sallanmadan kalmaya çalışıyor. Oyunun bir noktasından sonra tüberküloza yakalanan Arthur'un kendi içinde yaşadığı değişimi, bildiği her şeyi sorgulayışını, nasıl gün geçtikçe ölüme yaklaştığını sanki onun yanındaymışcasına tecrübe ediyoruz. İlk oyundan da bildiğimiz gibi ana karakter bir müddet sonra ölüyor ve onun kefaretini ödeyen biri çıkıyor ve Red Dead Redemption 2'de bu ilk oyundan da tanıdığımız John Marston. Yaklaşık 8 saate yakın epilog bölümünde John'un ilk oyundaki çiftliği nasıl yaptığına tanık oluyoruz ve oyunu çok güzel bir şekilde ilk oyuna bağlayarak hikayeyi sonlandırıyoruz.
Red Dead Redemption 2, tek kelimeyle harika gözüken bir oyun. Tam bir görsel şölen ve bu şöleni taçlandıran gerçekten yaşadığını hissettiren çeşitli ve mükemmel bir açık dünyaya sahip. Atınıza atlayıp saatlerce bitki toplayabilir, hayvan avlayabilir, salonlarda içip eğlenebilir ya da yağmur başlayınca güzel bir noktaya kampınızı kurup yağmur sesi eşliğinde en sevdiğiniz şarkılarla rahatlayabilirsiniz.
Yorum Bırakın