Advertisement
Advertisement

Yerli Dizilerdeki Yersiz Saçmalıklar: 20 Klişe

Yerli Dizilerdeki Yersiz Saçmalıklar: 20 Klişe
  • 4
    0
    0
    0


  • 1- Başrol Kızı ve Erkeğinin Çarpışarak Karşılaşması


    Hâlâ yapılıyor mu demeyin, bu yaz bile bu sahnenin farklı farklı versiyonlarına maruz kaldık. Yetmiyor Avrupa ve dünya sinemasında da görüyoruz. Sanıyorum ki insanları tanıştırmanın en iyi yolu bu. Ancak senaristler şunu atlıyor. Kimse sokakta çarpıştığı insanla sevgili, arkadaş olmuyor. Bunun bir gerçekliği yok. En iyi ihtimal ‘pardon, afedersiniz’ deyip iki insan birbirlerinden uzaklaşıyor ve bir daha hiç karşılaşmıyorlar. 


    2- İlişkilerde statü farkı: Zenginlik/Fakirlik


    Yani bir tane dizinin de konusu bu olmasın diyoruz ama demek ki statü farkı olmayınca ilgi çekici olmuyor. Kimse fakirle fakirin ya da zenginle zengin ilişkisinden asla haz almıyor. İlla zengin-fakir ilişkisi istiyor. İlla dramdan hoşlanıyor. 


    3- Aşırı Sert Baba Karakteri Ama Çok Sert, Semsert




    Müthiş bir zenginliğe sahip olan bu baba karakterinin %90 oranında tek erkek çocuğu vardır. Aşırı sert baba artık işleri yavaş yavaş bu mirasçı oğula bırakmak niyetindedir ama şirkete sakar mı sakar bir kadın başrol oyuncusu gelir. Sert baba oğlunun bu kıza aşık olmasına izin vermeyeceğini düşünür ama başarabilir mi? Tabii ki hayır. Oğlan sakar kızla başta kavgalar eder ve finalde evlenir... Peki o semsert babaya ne olur? Düğünde ponçik ponçik mi bir karaktere dönüşür. Meğerse çok melek kalpliymiş de sert görünüyormuş :) Canını yediğim, seksen bölüm niye huzur bozdun o zaman?


    4- Sigaranın Kullanımının Tamamen Yasak Oluşu ama Diğer Her Şeye Serbestlik


    Yani bir dal sigara mı bu dizileri izleyen çocukları kötü alışkanlıklara sevk edecek? Peki o buzlamayı beceremediğiniz alkoller, eşini yerden yere vuran karakterler, tacizler, tecavüzler; mahallede herkesin elinde bir silah olan dizileri ne yapacağız? Bunlar kötü değil mi? Bunlar izleyen insanları kötü alışkanlıklara sevk etmez mi?


    5- Başrol Erkek veya Kızın Kankası, Çocukluk Arkadaşı, Her Şeyi Rolü


    Bu rol esas karakterlerimizi yapamayacağı şeyleri yapmaya itmekte kullanılır. Motive edicidir, dert ortağıdır, başrolümüzün mutlu anlarda unuttuğu ama üzgün anlarda sığındığı limanıdır. İşin sonunda esas kız ve oğlan sevgili olacaktır ya, bilin bakalım başka ne olur? Bu yan karakterler var ya, onlar da çift olur. Allah’ın hikmeti işte. Ne diyelim, mutluluklar o zaman. 


    6- Zengin Evin Dedikoducu Çalışanları




    Hah, Türk dizisi deyince bu rol olmadan olur mu? Olmaz. Eğer bu çalışanlar normal işinde gücünde çalışan insanlar olursa bu zaten Türk dizisi olmaz. Bu çalışanlar genelde 20 küsür yıllık olur, hatta o çalışanların orada doğmuş büyümüş çocukları da olur. Ama bu karakter arasında biri vardır ki dedikoduya bayılır. Fitnecidir. Ortalığı karıştırır. Her kapının arkasını dinler. Ama bu çalışanlardan başka biri de ‘Bu insanlar bize 20 yıldır ekmek veriyor, bu yaptığın oluyor mu hiç?’ modundadır. Bu ikisi sürekli çatışma halindedir. Ne diyelim bu kadar orijinal karakterler yarattıkları için senaristlerimize çok teşekkür ederiz! Bence evin zengin oğlu, hizmetçilerin fakir kızına da aşık olsun, tam olsun. 


    7- Aşırı Milliyetçi ama Çok Aşırı Milliyetçi Olması Gereken Tarih Dizileri: Ya Hakk!




    Muhteşem Yüzyıl ile başlayan furya TRT’nin tarihteki her önemli kişiye en az 100 bölümlük diziler çekmesiyle devam ediyor. Muhteşem Yüzyıl daha çok saray entrikalarıyla geçtiği için eleştirilmişti. TRT de ‘Siz bu işi bana bırakın’ deyip kan ve kılıcın konuştuğu diziler çekiyor, asla sevişme yok. Başrol karakter onlarca savaştan, binlerce insanı öldürerek kurtuluyor. Arada birkaç tane gündeme dair siyasi mesaj ve zinhar, bilakis, lakin laflarını bolca kullanan karakterlerle dizi tamamlanmış oluyor. Ne diyelim reytingi bol olsun, sponsoru izlesek de izlemesek de biziz zaten...



    8- El Kaldır, Taksi Gelsin




    Başrol karakterin her el kaldırdığında taksi gelmesi ve taksicinin sorgusuz sualsiz karakteri istediği yere götürmesi... Bir tane taksi de almadan geçsin, veya taksici dursun “Değişim saati abla alalamam” desin. Kısa mesafeyi bahane etsin, karşının taksisiyim yalanını sıksın olmaz mı? Bir tane toplumsal konuyu eleştirin olmaz mı? Olmaz. Başrol elini kaldırdı mı taksi gelir. Bu gözler mahallenin içinde el kaldırıp taksi gelmesi gördü. İnsanlar en işlek caddelerden taksiye binemiyor, hangi Türkiye bu? Bir de yağmurlu havada birbirinden hoşlanmayan ama ileride sevgili olacağını bildiğimiz karakterlerin aynı anda iki farklı kapıdan taksiye binme ve taksiyi paylaşamama sahnesi yok mu... Bu özgün senaryo nasıl ödül alamıyor aklım almıyor.


    9- Şehrin Kalabalığından Uzakta Yaşayan Genelde Kuşlarla İlgilinen Filozof Akıl Hocası Rolü




    Ramiz Dayı karakteriyle büyük ün yapan bu karakter neredeyse iki diziden birinde var... Evet var. Başrol karakterimiz sıkıştığı her durumda bu akıl hocasına gidiyor, ondan akıl alıyor. Akıl hocası da afili birkaç söz ve geçmişe dair başından geçen bir anıyla pili bitmiş başrolü şarj edip tekrar sahalara yolluyor. Pili biten karakter tekrar akıl hocasına gelince döngü tekrar başa sarıyor ve dizi boyunca tekrarlanıyor. Dizinin bir bölümün de bu akıl hocası mutlaka ölür, başrol karakterimiz çok üzülür ama artık kendi ayaklarının üstünden duracak kadar tecrübe edinmiştir. Yürü be başrol!


    10- Tek Gecede Hamile Kalma Sorunsalı




    Yıllarca tek gecelik ilişkilerle hamile kalma senaryoları izlettiler bize. Bu dizi 1300’lerde mi geçiyor? Kondomun icadından, korunmanın öneminden, doğum kontrol hapından, ilacından kimsenin mi haberi yok a dostlar. Sarhoş olan iki karakterin sevişecek kadar ayık olması ama korunmayacak kadar geri zekalı olması rolünün modası geçmedi mi? Sabah kalktıkların da ‘A biz ne yaptık?’ şoku yok mu suratlarında? Bir kişi de gece farkına varsın ne yaptığının olmaz mı? Bu sahneyi meyve soyarak izleyen Ayşe teyze de “Hah, hamile kaldı kesin.” diyor ve her seferinde haklı çıkıyor. Bu düzen ne zaman değişecek? Başka bir versiyonda da hamile olduğunu öğrenen kadının kocasına bunu sürpriz yaparak haber vermesi olayı var. Kocası da ponçik ponçik hiç habersiz rolünü oynayıp şaşkın şaşkın bir mutlu oluyor ki. Yahu siz bu çocuğu beraber yapmadınız mı, nasıl haberin yok be adam? Bu çocuğu karın Leyleksepeti uygulamasından mı sipariş verdi? İnsan ne yaptığını bilir ve bunun beklentisi olur değil mi? 


    11- Fakir Ailenin Bahçeli Müstakil Evi




    Herkesin hayali meğerse bizim fakir ailenin eviymiş ya. En az iki katlı, epeyce yaşlı bu ev fakirlik olarak izletiliyor bize. Genelde babadan miras olur bu ev. İlerleyen bölümlerde zengin düşman tarafından bu eve çökülmeye çalışılır. Dizinin ilk bölümü de genelde bu fakir evin bahçesinde fakir ama mutlu ailenin eğlenceli anlarıyla başlar. Ben de böyle bir fakirlik istiyorum, nereye başvurmam gerekiyor? 


    12- Bir Kişi Tuvalete Gerçek Anlamda Gitsin Olmaz mı?


    Normalde tuvalete niye gidiliyor? Evet, hepimiz biliyoruz. Dizilerde tuvalete niye gidilir? Makyaj tazelemek, iki karakterin karşılaşması, yasaklı bir şeyi klozete atmak, kaçış olarak kullanmak, gizli bir telefon görüşmesi, bir çiftin yakınlaşması gibi gibi olaylar için. Asla kimse işemek, sıçmak için tuvalete gitmez. Bu dizi karakterlerimiz normal insanların aksine işemezler, sıçmazlar arkadaşlar... Hah, bir tane daha aklıma geldi. Bir de kusmak ve hamilelik testine bakmak için tuvalete gidilir. Bunu nasıl unutmuşum? 


    13- Kaos, trajedi, merak, gizem: Sezon Finali Bölümü




    Dizide olmayan aksiyonların, trajedilerin yaşandığı bölümdür. Bundan yıllar yıllar önceydi, milattan önce, yaşı çok gençler bilmez, Arka Sokaklar dizisi sezon finali yapmıştı. O zaman bilmiyorlardı ki bu dizi ondan sonra 15 tane daha sezon finali yapacak... Neyse, o yıllar yıllar önceki sezon finalinde Murat ve Zeynep evleniyordu. Nikahın kıyıldığı masanın altına bomba koymuşlardı. Bomba patlamış ve sezon finali olmuştu. İnsanlar 3 ay ne olacak acaba diye beklemişti? Ne olmuştu? İkisi de masanın altındaki bombanın patlamasından, bomba patlıyor hem de masanın altında, sağ kurtulmuştu... O gün bugündür Türk dizi gurmeleri bilir ki, sezon finalinde ne kadar kanlı olaylar yaşanırsa yaşansın, başrol, parada anlaşamama durumu olmadığı sürece ölmez. Geçelim. 


    14- Slow-Motion’u Kim Buldu Bilmiyoruz Ama Suyunu Hintliler ve Türkler çıkardı


    Her ne kadar Avrupalı bu tekniği bir araba takla atarken, bir bina, köprü yıkılırken kullanıyor olsa da bizim ülkemizde bu tekniği uzun uzun, uzun uzuuuuuun bakışmak için kullanılıyor. Karakterlerin ağzına, gözüne, yüzüne, burnuna, duduğına, küfür edeceğim gibi oldu ama korkmayın küfür yok, zoom yapılan sahneler insanı çileden çıkarıyor. 


    15- 2,5 saat Dizi Fikrini Kim Buldu?


    Netflix’teki 8 bölüm, 1 sezonluk mini dizinin süresinin bizim dizilerimizin iki bölümüne eşit olduğunu biliyor muydunuz? Bu bilgi bana çok kahredici geldi. Bir de oturmuş House of The Dragon, The Rings of Power falan eleştiriyoruz, beğenmiyoruz. Bizim neyimize eleştiri yapmak. Geçenlerde şöyle 2000’lerin başında yapılan dizilere göz gezdirdim, çoğu 1 saati bulmuyor. Özet diye bölümün başında 1 dakikayı bulmayan önceki bölümden sahnelere yer verilmiş. Hani bizim bugün yabancı dizilerde gördüğümüz özet şekli var ya, işte o. Meğerse biz geçmişte gelecekteymiş de kıymetini bilememişiz :(


    16- Yalandan Sevgili Olup Gerçekten Aşık Olan Başroller


    Kiralık Aşk dizisiyle bu senaryo fikri çok tutunca daha bu yaz bile bu minvalde üç dizi çekildi. Üç aylık sözleşme, istemeden aynı evde yaşama zorunluluğu, dümenden evlilik gibi ısıtıp ısıtıp önümüze sunulan senaryolar bıkkınlık verse de bu diziler izleniyor. Evde ses olsun diye açılan, göz ucuyla önemli anlarına bakılan birbirinin aynısı diziler bitmiyor, artarak devam ediyor. Evde ses olsun...


    17- Tasarım/Reklam Ajansı




    Bu meslek olmasa yaz dizisi çekilemezdi. Evet, çekilemezdi. Neredeyse tüm yaz dizileri bu iki meslek grubunda çalışanların etrafında geçiyor ve hiç çalıştıklarını da görmüyoruz. Havalı havalı, bol camekanlı şirkette mutlu mutlu dolaşıyorlar. Kimse de demiyor ki bu dizi yapıldı, bu dizi on kere yapıldı, biz başkasını yapalım. Bir tane aklı başında özgün bir şey üretecek insan yok mu bu sektörde? 


    18- Hepsi Birbirinin Aynısı Final Bölümleri




    Sezon ya da sezonlar boyu türlü entrikaların döndüğü dizilerin son bölümde mutlu bitmesi geleneği var ya, işte ben buna bitiyorum. Beyaz giyen herkesin kumsalda yürümesi sahnesi ya da kocaman bir masanın etrafında toplanmış insanların, güneşli bir gün ve açık alan olmalı, mutlu aile tablosu her iki diziden birinde gördüğümüz final sahnesidir. Ha bir de şey var, final bölümünde birkaç yıl atlanır, çiftin çocukları olduğu görülür. Bir tane dizi de farklı bitsin be... Bir tanesi de kavuşamasın ölsün, zaten bitmiş dizi, bir farklılık olsun. Ama yok, illa mutlu son olacak.


    19- Geçkin Yaşlı Oyuncuların Lise Öğrencisini Oynadığı Marjinal Lise Dizileri




    Her yıl en az iki tanesinin yaz dizisi olarak mekana giriş yaptığı dizilerdir bunlar. Yavaş yavaş artık yaşına uygun oyuncularla bu dizilerin çekildiğini görmeye başlasak da yıllarca 30 yaşını devirmiş insanlara lise öğrencisini oynattılar. Normal bir lise öğrencisinin en baba eğlencesi sinema, konser, arkadaşlarıyla bir mekanda eğlenmek, parkta oturmak iken; ülkemizde çekilen lise dizilerinde oyuncuların eğlenceleri alkol, yat, uyuşturucu, bar, seks, daha çok seks, daha çok seks oluyor. Bu hangi ülkenin dizisi? Amerika’ya özeniyorsanız bu dizileri bilmem ne koleji ya da falan filan lisesi adındaki liselerde çekmeyin. İnsanları niye dönüp dönüp Hayat Bilgisi’ni izliyor da bu çektiğimiz diziler 10 bölümden öteye geçmiyor diye düşünecek bir kişi yok mu? 




    Beğenilmeyen Arka Sıradakiler dizisinde bile suç işleyen öğrencinin olduğu sınıfa öğretmen Suç ve Ceza kitabını okumayı ödev olarak veriyor, öğrenciler kitabı okuyup bundan ders çıkarıyor, bunun üzerinden bir tahlil yapılıyordu. Sizin bugün çektiğiniz diziler gençlere hangi mesajı veriyor?


    20- Yabancı Damat-Gelin, Kırık Türkçeli Bir Karakter




    Yıllar yıllar önce Gazinantep’in baklavası eşliğinde böyle bir dizi çekilmişti ve hepimiz biraz sevmiştik ama nereden bilebilirdik ki bu diziden de her sene en az bir tane yapılacak... Daha bu yaz TRT’de birebir replikası vardı bu dizinin. Olmazsa olmaz düşman aileler ve imkansız gibi görünen ama finalde herkesin göbek attığı düğünle biten bir senaryoyu da ekledik mi bu iş tamamdır. İyi de bu yapıldı. Olsun hâlâ bu konsept sattığı için devam... Malesef devam.



    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.