Hayatta kalmaya...

Hayatta kalmaya...
  • 4
    0
    0
    0
  • Hiçbir şey bitmeyecek sanarız. Dünyamız o andan ibarettir. Tüm yaşam o anda o yerde etrafımızdakilere bağlıdır. Bu bilinmişlik bize huzur verir ve güvende hissettirir. Kısa sürede tümüyle bağlı olduğuma inandığım, beni ben yaptığını sandığım her şeyden koptum, koparıldım. Hiç bitmez dediklerim bitti, yapmaz dediklerimi yaptım, olmaz dediklerim oldu. Sahip olduğumu ve asla vazgeçemeyeceğimi sandığım birçok şeyin bana sahip olduğunu, nasıl da özgürlüğümü kısıtladığını gördüm. Bir eşya, bir kıyafet, bir arkadaş. Beni var eden şeyin sahip olduklarım olduğunu düşünürdüm. Hiçbir şeye sahip olmadığım gerçeği yüzüme vurunca boşluğa düştüm. Ama her şeyden kopabileceğim bilincinin özgürlüğü ve rahatlığı da inanılmazdı.
    Dünyada var olma amacımı sevgi olarak belirlemiştim. Tek inandığım ve her şeyin türediği noktayı sevgi olarak seçmiştim. En emin olduğum sevgileri daha önce hiç sorgulamadığımı fark ederek onları sorgulayınca, onların da tutunacak güvenli bir dal olmadığını anladım. Hiçbir şey kesin bir şekilde güvenilir değildi. Gerçek değildi. Sen onu öyle görmeye ne kadar devam edersen o güne kadar gerçekti işte. Tek bildiğim, içimdeki soruların, sorgulamaların bitip tükenmediği. Bu yolda herkes ve her şey değişecek. Öyle ki sen de değişeceksin. Yani kendin de pek güvenilir bir dal sayılmazsın. Senin gerçekliğin ve güvenilirliğin de değiştiğin güne kadar. İnsan her şeyiyle değişebilir. Sadece bir nokta vardır çok derinlere bakarsanız görebildiğiniz. Aslında çok nadir hissettiğiniz. O nokta hiç değişmez. İçinizde bir yerlerde, nasıl anlatsam bir cızırtı gibi, bir sızı gibi kendini inceden, pek de açıkça olmayan bir biçimde belli eden bir şey. Sen bilir ve görürsün yalnızca. Bugüne kadar yaşadığın her şeye eşlik eden senin görebildiği bir şey. Aynada göz bebeklerine derinden baktığında gördüğün nokta seni oraya götürür gibi. 
    Bir şeylere sahip olduğunu sanan insan henüz uyanmamıştır bana göre. Hiçbir şeye sahip olmadığını fark eden insan da tehlikeli bir özgürlük ve boşluk hissindedir. Ruhunuzu tatmin eden tüm sevgiler, en derinlerinizden bağlı olduğunuzu hissettiğiniz duygular, kopamayacağınızı sandığınız her şey, en güzel kıyafetleriniz, eşyalar, en değerli her şeyiniz aslında hiçbir şey. Hepsini var eden, hepsini gördüğünüz şekilde var eden yalnızca sizsiniz. Kendinizi olmak istediğiniz gibi var eden de sizsiniz. Her şey gözlerinizin açıldığı ana kadar gerçek. Yalnızlık ve teklik de değil bu his tam olarak onu anladım. Çok daha tanımsız ve içten bir his. Ama durgun bir his değil insanın içinde bir şeyleri köpürten, uyandıran, aniden ayaklandıran bir his. Çok kez çok fazla gerçekle yüzleştim. Hepsi bir tokat gibi yüzüme vurup beni farklı uykulardan uyandırıp farklı yerlere taşıdı. Ama en sarsıcı olanı, her şeyi bir kenara bırakıp bağlı olduğumu sandığım kendim bile o kadar güvenilir ve gerçek değildi.
     Son olarak hiçbir şey sizi var etmiyor, sizi siz yapan etrafınızdaki o boş şeyler değil, sizi siz yapan bir başınıza kaldığınızda kendinize sorduğunuz sorular, o sorulara verdiğiniz cevaplar. Yalnızız. Kendinizle baş başa olduğunuz bir yalnızlık değil. Yapayalnızlık bu. Kendinizin bile eşlik edemediği. Bir herkesin gözlerine derinden baktığınızda görürsünüz bunu bir de kendinize baktığınızda. Sevgiyle var olun diye bitirdiğim yazılarım da boş artık. Gerçek bir biçimde var olun. Sevgiyse de gerçek olduğunuza kendinizi inandırmaya değecek bir sevgiyle var olun. Nacizane tavsiyem kendinizi kandıracağınız şeyleri iyi seçin. Öyle olduğuna inanmak istediğiniz, sizi var ettiğinize inandığınız şeyler en azından iyi şeyler olsun. Bir gün farklı hayatlara uyansanız bile sizi o kadar da şaşırtıp hayal kırıklığına uğratmayacak şeyler. Nasıl olsa hayat bundan ibaret. Hiçbir şeyin gerçekliğine güvenip kapılmadan, bu deneyimde en iyisi sadece var olmaya çalışın. Hayatta kalmaya...

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.