OD - İSKENDER PALA İNCELEME

OD - İSKENDER PALA İNCELEME
  • 3
    0
    0
    1
  • Öncelikle merhaba sevgili okurlar..

    Adımız miskindir bizim,

    Düşmanımız kindir bizim.

    Biz kimseye kin tutmayız,

    Kamu alem birdir bize.

    Ben gelmedim dava için,

    Benim işim sevi için

    Dostun evi gönüllerdir,

    Gönüller yapmaya geldim!

     

    İncelememe başlamadan önce biraz ön bilgi verme gereği duyuyorum. Bu kitap yıllardır sürekli yaşantımda karşıma çıkıyordu ama bir kere bile adı ve yazarı dışında bir bilgiye bakmadım. Yani neler anlattığında hiçbir fikrim yoktu. İskender ve OD görünce beynim İskender'den dolayı savaş ve OD'yi ise öd olarak algılayıp bana savaş anlatan bir kitap yanılsamasına maruz bırakmıştı. Hatta sırf bu yüzden okumaya başladıktan sonra ilk 10 sayfa civarı kitaba asla adapte olamadım. Velhasıl kelam pişmanım. Bundan sonra hiçbir kitaba ön yargılı olmayacağım. En azından arka kapak yazısını okuyacağım.

    Şimdi gelelim kitabın ismine.. "OD" çok anlamsız geliyor değil mi? Oysa od, aşk ateşi demek. Peki bakalım kitaba bu isim nereden geliyormuş..

    "Dağdan odun getiriyordum. Herkes ona odun diyordu; iki heceyle, od-un işte, ateş veren şey... Ama ben onun ilk hecesiyle ilgilendim, ateş olan kısmına, gönüllerde aşkı tutuşturan alevli kısmına, 'od'a talip oldum. Herkes dağa odun için gittiğimi sanıyordu ama ben od için gidiyordum. Gidiyor ve od üzerine kendimle konuşuyor, kendime konuşuyor, içimde onun alevini hissediyor, gönlümü onunla tutuşturuyordum."

    Bu bölüm tabiki çoğu kişinin aklına dergâha odun taşıyan Yunus Emre'yi getirecektir. Kitapta da tam olarak Yunus Emre'nin hayatı anlatılıyor. Hey Allah'ım savaş kitabı sandığım kitap nerelere geldi :)

    Kitabı okudukça daha da çok şaşırıyordum Samuel nasıl babasının derviş olabileceğine inanmıyorsa bende Yunus Emre'nin öncesinde herkes gibi normal bir hayatı olabileceğine inanamıyordum.

    İskender Pala bu kitabında Yunus'un hayatını tüm detaylarıyla bize aktarıyor tabiki amacından sapmadan, aynen belirttiği şekliyle şiirlerini değil hayatını. Zaten Yunus şiir yazmazdı, o konuşurdu şiir olurdu.

    Kitabı çok beğendim. Gerek akıcılığı olsun gerek anlatım tarzı olsun. Hem bir biyografi hem bir tasavvuf.

    Mevlana'nın Yunus hakkında söyledikleri; "Sûfîlik yolunda hangi makama erişmişsem, şu Türkmen kocası Yunus'un ayak izini orada gördüm."

    Son olarak bir kaç Yunus dizesi bırakayım..

    "Aşkın aldı benden beni,

    Bana seni gerek seni

    Ben yanaram dün ü günü,

    Bana seni gerek seni

    Ne varlığa sevinerem,

    Ne yokluğa yerinürem

    Aşkın ile avunuram,

    Bana seni gerek seni

    ***

    Yunus'dürür benim adım

    Gün geçtikçe artar odum

    İki cihanda maksudum

    Bana seni gerek seni."


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.