Doğduğundan beri hatırlar mısın ilk kez gerçekten ne zaman üzüldün, ne zaman sevindin, ne zaman korktun, ne olduğunda ağladın en çok? Bilir misin, tanır mısın kendini? En büyük korkun nedir, en çok nelere içerledin hayatında, en çok neye dönüşmekten korktun?
En büyük korkunu biliyorsun, en çok neye içerlediğini ve en çok neye dönüşmekten korktuğunu. Bunları bildiğinde kendini tanıdığında hep düşünürdün ki hayatın daha kolay olur artık. Bilemiyorsun, sanki her şey çok daha zorlaşmış gibi. Sanki korktuğun şeyler daha çok üzerine geliyormuş, gözlerin insanlara “Bakın beni en çok bu üzer” diye bağırıyormuş gibi. Belki her şeyi bilince daha acizleştin. Bunu hiç sesli söylemedin, yazmak her zaman daha mı kolaydı?
Yapman gereken, yaptığında kendinle gurur duyacağın şeyler vardı. Hepsi yok oldu değil mi? Öyle hissediyorsun. Düşündüğün şeyleri başardığında gerçekten gurur duyan sen mi olacaktın kendinle? İçten içe biliyorsun ki olmayacaktın. O şeyleri hep yaman gerekti. Okuman, iyi bir kariyer sahibi olman, tatmin edici bir ilişki yaşayıp evlenmen ve bu düzene bir şekilde dahil olman gerekiyordu. Unutuyorsun, her zaman unuttun. Herkes bu düzende bir şekilde kendine yer edinir. Sende edineceksin. Kendi istediğin, daha özgür hissettiğin şekilde dahil olabilmek seni nasıl bu kadar korkutuyor, neden bu kadar korkutuyor?
Büyümek mi bu sence? Teyzenin makyaj malzemelerini gizlice aşırdığın yaştaki sen büyümenin böyle zor, korkutucu olduğunu bilseydi hala o kadar heyecanlı ve istekli olur muydu? Bu soruları okurken yüzündeki o kırık gülümsemeyi çok iyi biliyorsun. O gülümsemenin sebebi içten içe yine büyümenin heyecanının, sana hissettirdiği özgürlüğün bütün bu korku ve kaygıların her şeye rağmen çok iyi hissettirmesinden geliyor.
Elinden tutup sana her şey geçecek diyebilirim. Sen kendine bunu hep söylersin, biliyorsun. Her şey geçecekten ziyade biraz yaptığın, yapamadığın, yanlış olduğunu düşündüğün kararları aldığında bile kendinle gurur duymanı isteyebilirim. Bu benim hakkım hayatım. Sen bensin, bende sen.
Her ne olursa olsun içinde biliyorsun ki çok seviyorsun. Yaşamayı, üzülmeyi, düşmeyi, kalkmayı, sevmeyi. Ama en çok sevmeyi seviyorsun, biliyorum. Senin dünyaya gelme amacın da birilerini hep sevmek gibi. “Fıtratın bu” dendi sana “her zaman daha çok seven sen olacaksın.” Bundan rahatsız olmadın, biliyorum. Seni üzmesi mi gerekiyordu? Hiç üzülmedin. “Bir çiçeği büyüten sevgi, insanı değiştirmez mi sanıyorsun?” Değiştirecek güzel kızım.
İnsan hiç bir zaman sevgi ile var olmadı ya da değişmedi değişeceğini de sanmıyorum.