Advertisement
Advertisement

Not #8

Not #8
  • 1
    0
    0
    0
  • Geçen gün seni andık en yakın arkadaşımla, evini bize açtığın ve o paha biçilemez anılara sahip olmamıza imkan sağladığın için teşekkür ettik. Her birini sevgiyle hatırladığım pek çok anımız oldu o evde. Sonra o garip ve tatsız üzüntü, dalagalar halinde bedenimi sarmaya başladı. Asıl özlediğim o ev değildi asıl evim olan sendin özlediğim. Yanındayken kendimi hep evde gibi hissettim, sıcacık, sevgi dolu bazen de fırtınalı ama ne olursa olsun beni sarmalayan o huzurlu mutluluk vardı. Sen benim evimdin ve ayrıldığımızda evimden uzaklaştım. Evimi çok özlüyorum. Acaba sen de böyle hissettin mi merak ediyorum, bana hissettirdiğin o sıcaklığı ve verdiğin güveni sana verebildim mi diye. Öyle olduğunu hissediyorum çünkü bana bakışını görüyorum. Tekrar kapısını çalmaya çekiniyorsun keşke bana korktuğun şeyin ne olduğunu söyleyebilsen. Birlikte bir çözüm bulurduk hep yaptığımız gibi. Ben o kapıyı seni her gördüğümde çaldım son iki senedir, yanında olduğum an derin bir oh çekip evime geldim dedim içimden. İşin ironik tarafı o kapı bana hiç açılmadı bu sürede ben sadece bahçede ya da kapı önünde durarak bile mutlu oluyordum. Beni ne zaman içeri alacaksın? Ben evimi çok özledim. 

    Sen özlemedin mi?


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.