Advertisement
Advertisement

Not #9

Not #9
  • 1
    0
    0
    0
  • Duygularımı artık anlayamıyorum. Ne hissizleştim ne de bir şey hissedecek kadar enerjim var. Bazen seni arayıp ağız dolusu kızasım geliyor, aklımdan binbir türlü konuşma geçiriyorum. Hepsinde seni karşıma alıp yine anlamayacağını bile bile bir umutla anlatıyorum. Bak ... şuna kırıldım, buna darıldım, lütfen onu yapma diye açıklamalarda bulunuyorum. Beni duymamak daha doğrusu duyduğun halde anlamamazlığa getirmek için gösterdiğin çabayı bir şeyleri düzeltmek için gösterseydin şu an bambaşka bir yerde olurduk. Belki yine birlikte olmazdık ama en azından beni histerik bir şekilde acı ve umutsuzluğun içinde bırakmamış olurdun. Bugün merdivenleri çıkarken bile bizim için çözümler düşünürken buldum kendimi. Belki bir konuşmamızda sana öneririm diye ama işin kötü tarafı bu önerilerimi duymak için bile hazır değilsin. Bana sen oradasın ben buradayım nasıl olacak ki demiştin, bu cümle bile garip bir şekilde içinde bir şeylerin bitmediğini gösteriyor bana çünkü eğer bitseydi nasıl olacak değil olmaz derdin, işte bu dediğini düşünüyordum. Aslında senin gitmek istediğin yer bana yakın sayılırdı ve ben olduğum yerden yanına gelebilmek için elimden ne gelirse yapardım. Bir gün bile senin için geldim ya da neden buraya geldim ki de demezdim. Senin yanın benim güvenli alanım. Mesafelerin zor geldiğini biliyorum, acaba bu yüzden mi bıraktın beni? Senden uzağa gitmek zorunda olduğum için. Belki fiziksel olarak uzaktım ama kalbim senin yanından hiç ayrılmamıştı ve hala da ayrılmadı. Nerede olursak olalım seni her zaman hissediyorum, bunu açıklaması zor. Neden ve nasıl bilmiyorum ama tarif edilemez bir şekilde varlığını, ruhunu hissediyorum. Aramızdaki bağı hissediyorum. Bazı günler bir medyum gibi çok kuvvetli bir şekilde beliriyor içimde, susturmak ve bastırmak çok zor oluyor ki genelde bastıramıyorum. Sanki ölülerlerin seslerini duyan ve bu sesleri bastıramayan biri gibi hissediyorum kendimi. Artık seni hissetmek istemiyorum. Elinden tutamamayı ve dudağından öpememeyi geçtim artık ruhuna bile dokunamıyorum. Keşke bıraksan da acılarından öpebilsem. Birbirimizde açtığımız ya da başkalarının bizde açtığı yaraları keşke birlikte sarabilsek. Ben kalkmak istediğin yerde kollarından tutsam, sana güç versem. Bunların hepsi bir hayal olarak kalmaya mahkum. Hala ödediğim kefaret ne zaman bitecek?


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.