Kitabın başında aslında sıkıldığımı itiraf etmeliyim çünkü kitabı öneren insanlar genelde her seviyeden okuyucuya hitap ettiğini söylüyorlar ama maalesef öyle değil. Anlatılan konulardan hakkında birazda olsa bilgili olmanız bence kesinlikle şart.
Kitabın görsel olarak çok zengin olması beni gerçekten sevindirdi. Çünkü böyle kitaplarda anlatılan konuları zihinde canlandırmaya çalışırken vakit kaybetmek benim canımı sıkıyordu ve soğuyordum kitaptan. Fakat bu kitapta anlatılan konunun üstü altı yanı modellemeler ile dolu ve olayları anlama konusunda çok etkili oluyor.
Ayrıca kitap 7 bölümden oluşuyor. Ben en çok altıncı bölümü (Geleceğimiz nedir? Uzay Yolu Mu, Yoksa Değil Mi?) sevdim. Bu bölümde Stephen Hawking 2001 yapımı Uzay Yolu dizisi ile geleceği karşılaştırıyor ve nasıl olabileceği hakkında tahminler yürütüyor. Bu bölümün her bir satırının altını çizdim çünkü gerçekten çok mantıklı, akla uygun tahminler. Bu bölümde anlatılan aslında neden dünya nüfusunun hızlı artışının kontrol altına alınması gerektiğini de bence bir ufak sezdiriyor. Ayrıca ülkemizde ne kadar yatırım yapılıyor bilmiyorum ama geleceğin bilgisayar ve genetik mühendisliği alanında gelişen ülkeler tarafından yön bulacağını gayet güzelce aktarıyor.
*Not: Maalesef ülkemizdeki gerek ekonomik gerekse diğer sıkıntılar yüzünden halkımızın çoğu aslında dünyanın gündeminde olan şeylerden uzak ve kendini geliştiremiyor bu konuda çok üzgünüm. Teknolojiye ulaşıp kendini tiktok gibi sosyal meydanlarda kolay para kazanma yolunda harcayanlara da üzülüyorum. Maalesef geleceğimizi bilim beliryecek kazanılacak paralar değil... Bu arada aklıma gelmişken kitapta ABD'nin ekonomik kaygı yüzünden bir laboratuvarı yarıda bıraktığı bu yüzden 50-60 yıl bazı araştırmalarda kayıp yaşandığından da bahsediliyor. Tıpkı bizim aşıyı geç üretme nedenimiz gibi.
Yorum Bırakın