“Müziğin felsefesi de olur mu canım artık, abartma” diye içinden geçirenlerin olduğunu düşünüyorum başlığı okuduğunda. Tabi ki olur, bal gibi olur ve hatta birazdan okuduğunuzda yazının tamamını, aynı düşünceleri şaşkınlıkla paylaşacağınızı düşünüyorum benimle. Bebekken, yürüyemezken ve hatta konuşamazken bile müzik duyduğunda, ritim duyduğunda hareketlenen insanoğlu için müzik en büyük gerçeklerden biridir. Tarzı ne olursa olsun. Din olgusu, dil olgusu daha yerleşmemişken, hareket kabiliyeti bile sınırlıyken insanoğlunun müziğe verdiği ilk tepkiler müziğin hayatımızda ki yerini gösterir. İnsanlık tarihinde müziğin yerini ya da ilk müzikal çalışmaları hiç düşündünüz mü? Biraz bilgi vereyim bu konuda ve sonra “Müzik ve Felsefe” nasıl iç içedir kalemim el verdiğince izah edeyim. Dünyanın bilinen ilk şarkısı insanoğlunun da tarihinin yattığı Suriye topraklarından çıkmıştır. Milattan önce 14. Yüzyıl’a ait literatürde ki adıyla “Bir Hurri İlahisi” adında bir eser bilinen ilk şarkıdır. 1950’li yıllarda yapılan bir kazıda tesadüfen bulunan bir tablet üzerinde fark ediliyor. Yaklaşık 20 senelik bir çalışma ile eser dinlenebilir hale getiriliyor. Bir eser bile bu kadar eski iken Müziğin Felsefesinin olmadığını iddia etmek abesle iştigal. Felsefe dediğimiz kavram özünde insanın, insanı, anlamı araması çabasıdır. Ve yukarıda daha yaşamının ilk dönemlerini düşündüğümüzde insanın, Müziği Felsefenin kurcalamamış olması olanaksızdır. Birkaç örnek vermek gerekirse: - Konfüçyüs’a göre müzik: Yer ile gök arasındaki uyumdur. - Platon’a göre müzik: İnsan ruhunu dinginleştiren yegâne varlıklardandır. - İslam Gök bilimcisi Farabi ise Kitab El-Muzik adıyla Müzik ve enstrümanlar hakkında bir kitap kaleme almıştır ki, Pisagor ve Aristoteles etkisi vardır bu kitap üzerinde. Diyeceğim o ki, tarzı, sözleri, anlatmaya çalıştığı ne olursa olsun, vermeye çalıştığı mesajlar ne olursa olsun, Müzik, Felsefe ile iç içedir. Ortak birim insandır çünkü. Müzik notalarının anlamlarını, nereden geldiklerini yazarak aslında tüm ifade etmeye çalıştıklarımı bir çırpıda ortaya dökmeye çalışacağım: Do- Dominus : Yaratan, Mutlak Re- Rerum: Madde Mi- Miraculum: Mucize Fa- FamiliasPlaneterium: Güneş Sistemi Sol- Solis: Güneş La- LacteaVia: Samanyolu Si- Sideare: Gökler… Evet, notaların bu isimleri İtalyan Müzik Teorisyeni Guidod’Arezzo tarafından tanımlanmış ve günümüze gelmiştir. Şimdi soruyor, aynı zamanda bir müzisyen olan, kalem sahibi: Müziğin Felsefesi var mıdır, yok mudur? Şimdi bırakın kendinizi müziğin ritmine… O evrensel iletişim biçimi, bir şekilde, her şekilde akacaktır ruhunuzun en derinlerine…
Yorum Bırakın