Hepimizin içinde bir salon takımı var diye düşünüyorum. Tabi bahsettiğim almayı hayal ettiğimiz mobilya takımı değil, hayal kırıklığına uğrattıysam şimdiden bir miktar hoşgörü rica edeceğim okuyanlarımdan. Gönlümüz bir salondur diye düşünüyorum, içinde tekli, üçlü gibi bir sürü koltukları olan. Ve inanın hepimizin kocaman bir salonu var içimizde. Bazen biz misafiriz başkalarının gönül koltuğunda, bazense ev sahibiyiz. Hayat içinde koltuklar sabitse de bazı koltuklarda oturanlar, misafirler değişiklik gösterir. Dost koltukları vardır, arkadaş koltukları ya da türevleri. Bu koltuklara oturanlar hayatımız içinde değişiklik gösterebilir, tıpkı evimizdeki gibi. Ve asıl olması gereken misafirlere vereceğimiz değerden ziyade koltuklarımıza, mobilya takımımıza verdiğimiz değerdir. Koltuğumuza gösterdiğimiz özen misafirimize gösterdiğimiz özenle paraleldir zaten. Misafirimiz, bizim oturtturulduğu koltuğa özen göstermediğimizi düşünürse, kendi o koltuğa ne kadar özen gösterir ki? Bunu hiç düşündünüz mü? Bu günlük hayatımızda emaneten verdiğimiz eşyalar için bile böyle değil midir? Özen gösterdiğinizi hissettirdiğinizde eşyanıza, malınıza, koltuğunuza emaneti alan da özen göstermez mi? Sıradan olmamalı koltuklarımız. Alelade olmamalı misafirlerimiz. Ancak o zaman misafirlerimiz de nerede olduğunu, nasıl bir koltukta oturduğunu fark eder. Ve farkına varırlarsa da ona göre tavır takınırlar hem bize hem de oturdukları koltuklara. Böylece yarın bir gün o koltuktan kaldırırsak lezzetli bir ev sahipliği sunmuş oluruz. Kıymetli olan önce koltuk, kıymeti bilinmesi gereken, farkına varılması gerekeniçinde bulunulan salonda bize gösterilen yer ve önemidir.Zaman içinde, hayat içinde yaşanmışlıklar, gelişmeler koltuğa oturanları misafir ettiğimize pişman olmamızı sağlarsa da unutmayalım ki asıl olan koltuklarımızdır. Güzide olsun, kalıcı olsun misafirleriniz. Konforlu ve kıymetli koltuklar sunun salon takımınızın koltuklarında misafirlerinize. Dilerim ki kıymetini bilsinler, pişman etmesinler hangi koltukta otururlarsa otursunlar.