7 Ölümcül Günah:
Kibir, Hırs, Şehvet, Kıskançlık, Açgözlülük, Öfke, Tembellik.
İnsanın sonunu da doğal felaketler değil de bu duygularla inşa edilmiş yapılar getirmedi mi?
Yaptığımız hatalarda ısrarcı olmadığımız sürece hayat bizi korur. Ancak hayat bizden umudunu kestiğinde bizden kurtulmak için de sınır tanımaz. Her şeyin özüne göre davranmayı iyi bilir toprak. Çürütüp gübre haline getireceği maddeyi de, büyütüp yeşerteceği maddeyi de iyi tanır.
Kibir, insanı kendine yabancılaştırıp dünyanın sahte değerlerine hizmet eden bir kuklaya dönüştürür.
Hırs, seni merkezinden uzaklaştırır. Dış dünyaya bağımlı kılar ve en değerli olan şeyin sadece “sen” olduğun gerçekliğinden uzaklaştırır. Ayrışıyorum sanarken kıyaslamaya maruz bırakır. Bu senin özüne yaptığın bir ihanete dönüşür.
Şehvet, bencillikten gelir ve aşkın lanetlenmiş halidir. Yakıcı olan bir şeye mantıksızca tutunmak ve körleşmek cehenneme kolayca sürükler.
Kıskançlık, sana ait olabilecek şeyleri kaçırmaya ve kendi kendini bitirmene sebep olur. En sonunda kendini hayatını başkalarıyla meşgul olarak geçirmiş bir “hiç” olarak bulursun.
Açgözlülük, seni her seferinde daha büyük bir canavara dönüştürür. Çoğaldıkça azalır, daha da doyumsuzlaşırsın.
Ne zaman kendini özünden ayrı bir “Ben” ile tanımlama mücadelesine girsen kurgu sana bir “Hiç” olduğunu hatırlatacak. Kendi kendini yakacaksın. Bu hiçlikle mücadele etmeye çalıştıkça düşeceksin. Doğa, senin ne kadar acı çektiğinle, haklı haksız oluşuna bakmaz. Ne kadar öğrendiğin, dünyevi illuzyonları bırakıp gerçeğe ne kadar yaklaştığınla ilgilidir bu dünya.
Ve karanlığı arkana alarak attığın her adımda başarılı hissedecek ama sonunda pişman olacaksın. Elde edeceksin ama edindiğin her şey anlamsızlaşıp değersizleşecek.
Aydınlığı ise arkana alamazsın, onunla önünü aydınlatırsın.
Yorum Bırakın