Advertisement
Advertisement

Canlılık

Canlılık
  • 1
    0
    0
    0
  • Çevremize baktığımızda bazı şeylerin canlı, bazılarının cansız olduğunu görürüz. Masalar, sandalyeler, kar taneleri, dağlar, taşlar cansız, çiçekler, kelebekler, kediler, köpekler canlıdır, ama bu sayılanların hepsi de fiziksel nesnelerdir. Nasıl oluyor da bazı fiziksel nesneler canlıyken diğerleri cansız olabiliyor? Ayrıca, canlı fiziksel nesnelerin hepsi de birbirine benzemiyor. Örneğin; hem papatyalar, hem de kuşlar canlı olmasına rağmen birbirlerinden son derece farklılar. Papatyanın aksine, kuşlar hareket edebilir, çevrelerindeki şeyleri algılar, acı duyabilirler. Bu farklılığı nasıl açıklayabiliriz?

     

    Eldeki bilgiye göre, insanlar ilk çağlardan beri canlı varlıkların cansız varlıklardan farklı olduğunu ve hayat veren bir özelliğe sahip olduklarını düşünmüşlerdir. Bu özelliğe ruh denilmiştir. Antik çağlardan bu yana, ruh canlılık ilkesi olarak kabul edilmiştir.

    Aristoteles, bitkiler, hayvanlar ve insanlar arasındaki farklılıkların nedenini açıklamaya çalışırken, her bir canlı türünün farklı bir ruha sahip olduğunu düşünmüştür. Bitkilerin, hayvanların ve insanların her birinin farklı bir ruh tipi olduğu ve bu ruhların onları birbirinden ayırdığına inanmıştır.

    Aristoteles'in görüşüne göre, bitkilerin ruhu "canlılık ilkesi"dir ve sadece temel yaşam fonksiyonlarını gerçekleştirir. Hayvanların ruhu ise, bitkilerin ruhuna ek olarak, hareket ve duygu gibi daha gelişmiş özellikleri içerir. İnsanların ruhu ise, hem bitkilerin hem de hayvanların ruhlarına ek olarak, akıl ve ahlaki duygular gibi daha yüksek düzeydeki özellikleri içerir.

    Bu nedenle, Aristoteles ruh kavramını, canlı varlıkları birbirinden ayırmak için kullanmıştır. Ancak günümüzde, ruh kavramı farklı şekillerde yorumlanmaktadır ve bilimsel olarak tanımlanması zordur.

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.