"Yalnızlık Mevsimi" 25 Yaşında...

"Yalnızlık Mevsimi" 25 Yaşında...
  • 1
    0
    0
    0
  •      Evet, 30 Mayıs 1998 - 30 Mayıs 2023. Türk Rock Müziğinin En Kült Albümü "Yalnızlık Mevsimi" 25 Yaşında... Bu albüme dair, her dönemde söylenecek bir şeyler mutlaka var. Geçmeyen, bitmeyen bir "Mevsim" ve bana sorarsanız da hala yanına yaklaşabilmiş bir çalışmanın olmadığı ve muhtemelen de olmayacağı bir "Mevsim" lakin... Daha iyisi yapılacaksa bir gün, yine bu albümü yapanlar yapacaktır.

         "Sevmek Zor" Albümü, yayınlanmış "Şairin Elinde" ve "Sen Her Zaman" kliplendirilmişti. Dönemin şartları düşünüldüğünde (Sosyal Medya ve İnternet vb iletişim araçlarının geçerli olmadıği bir dönemden bahsediyorum) her şey aslında oldukça başarılı gidiyordu Kargo adına. Dönemin Müzik Kanallarında, Dergilerinde grup art arda ödüller alıyordu. İstanbul'da verilen konserler, bir sponsor firmanın da desteği ile bir turneye dönüşmüştü. Ve Bilecik yakınlarında grubun başına gelen trafik kazası. Çok şükür bir can kaybına yol açmasa da bu kaza, aslında hem grup üyeleri için hem de dinleyiciler için farkında olmadıkları kocaman bir yolculuğun başlangıcıydı. Çünkü Kargo'nun psikolojisi, hayata bakış açısı "Kazadan Önce" ve "Kazadan Sonra" olarak ikiye ayrılmıştı.

         Kargo'nun Şairi, M.Ş.Ş.'nin sözleri de gayet tabi bu psikolojiye paraleldi. Grup dünya ile bağlantısını kesip Kadıköy'de ki Mr. Smokey isimli stüdyoya kapanmıştı. Günler, haftalar süren çalışmaların tek amacı yapılmayanı yapmak, denenmeyeni denemekti. Bu gayret albümün geneline öyle yansıdı ki, albüm kapağında grup kendi fotoğrafını bile kullanmamıştı. Bu o zaman ki şartları da düşündüğünüzde cesaret isteyen bir hamleydi. Ama zaten albümün konsepti de o yıllardaki şartları düşündüğünüzde kocaman bir cesaret ürünüydü.

         Raks Müzik ve Polygram Müzik ortaklığıyla, 30 Mayıs 1998'de Albüm çıkış yapmıştı. Ve albümün çıkış şarkısı "Arabik Fahişe". Tabi bu satırları kaleme alırken, Kargo'nun belkide gelmiş geçmiş en büyük hayranı olan Nuri'nin de anılarına, aklında kalanlara zaman zaman yer vereceğim. Youtube vb platformların olmadığı bir dönemi baz aldığınızda kliplerin yayınlanabildiği tek platformların Tv kanalları olduğunu belirtmeme gerek yok. Ve o dönemde, bir albüm çıkış yaptığında en önemli iş, albümlerin genellikle A-1 dediğimiz ilk şarkılarının klibinin yayını, pazarlama taktiklerinin en sık kullanılan yöntemlerinden birisiydi. Oysa Arabik Fahişe, en yaygın kullanım olan kaset dediğimiz manyetik ses ortamında albümün 12. sırasındaydı. Ve tahmin edeceğiniz gibi klip gerek TRT'den, gerek diğer müzik kanallarından veto yemişti. 

         "Sevmek Zor" albümünde, benzer bir durum "Şairin Elinde" şarkısında da yaşanmış, basılı albümlerde şarkının orijinalinde bulunan "Seksin anahtarı, şairin elinde" bölümü makaslanmış haliyle klipte yer almıştı. Bir Kargo dinleyicisi olarak, bir daha bu duruma yol açabilecek muhtemel bir söz sanırım artık olmaz derken, yeni albümün çıkış şarkısının "Arabik Fahişe" olması? :) Albümün çıkacağı bilgisine ulaşmamla birlikte günlerce Müzik Mağazalarında albümün çıkış yapıp yapmadığını sorduğum süreç sanırım 1 aydan fazlaydı. Kasetim, arkadaşlarımla görüşmek için dışarı çıktığım bir akşamüstü, "Ya bir yerde rastlarsam?" diye tedbiren yedek pilleri dahil yanımda taşıdığım Walkman içinde yerini almıştı bile. Tabi arkadaşlarımla acilen vedalaşmam bir kaç dakika almıştı :)

         Albüm "Azizlerin Yalnızlığı" ile başlar. Etkileyici bir intro şarkısıdır aslında. Serkan Çeliköz o bildiğimiz dokunuşlarıyla başka bir şey ortaya çıkarmıştır. Ama bu hazin ve hüzünlü başlangıç Koray Candemir'in, kendini değil bence ülke sınırlarını aştığı vokalleri ile parçanın değil, albümün aslında sınırların ötesinde olduğunu müjdeliyordu. Ancak bunu algılayabilmek için albümü belkide onlarca kez dinlemek gerekliydi. 

         Tabi dinleyici, albümü algılayabilecek kadar dinlediğinde, ana temanın "Doğu ve Batı Arasında Yaşanan Kültür Sıkışmasının da Ortaya Çıkardığı Bir Çaresizlik, Yalnızlık ve İsyan" olduğunu fark etmeli. Genel olarak, din, sosyo-kültürel farklar, insan psikkolojisi, cinsellik vb gibi insanların hayatında var olan olguların sonucunda ulaşılan "Yalnızlık" ana temaydı. Yani her yerde envai çeşidini bulabileceğimiz bir aşk yalnızlığı değildi 

         Kargo'nun plak şirketiyle yaşamaya başladığı sorunlar, albümün kliplerinin çekilme süresini uzatıyor bu durum ise işleri aslında daha da zorlaştırıyordu. Lakin ikinci klip albümün 3. şarkısı olan Şebnem Ferah'ın vokali ile Koray Candemir'e eşlik ettiği "Kalamış Parkı" isimli esere çekilmişti. Kargo ilk kez slow bir şarkısına klip çekiyordu. Dönemin flash isimlerinden manken Selin Toktay da klip için kamera karşısındaydı. Önce "Arabik Fahişe" ardından "Kalamış Parkı"... "Underground Dinleyici Kitlesi" dediğimiz kitle, kapılarını sonuna kadar açıyordu Kargo'ya.     

         "Kalamış Parkı" ardından dinleyiciler için yine uzun bir bekleyiş dönemi başlıyordu. Bu albümün aslında her bir şarkısı kendine has özel bir klibi hak ediyordu. Ve 3. klip, albümün bence hala en özel şarkısı "Boğaziçi". Aslında yukarıda bahsettiğim albümün ana temasına çok paralel, albümün kokusunu anlamanızı kolaylaştıran bir çalışmadır. 

         Tabi ülkenin müzik endüstrüsini, ve dönemin kriterlerini, müzik şirketleriyle yaşanan yol ayrılıklarını da baz aldığınızda, albüme dair olması gereken konser sayısı oldukça azdı. Albümden yıllar sonra, grubun Solisti Sevgili Koray Candemir bir röportajınıda "Bu albüme dair önemli konserler veremedik. Sahne aldığımız yerler bile çok ilginçti" demişti. 

         Benim gibi sadık bir dinleyicinin bu albümü bu kadar anlamlandırmasının ana sebepleri mutlaka var. Bu albümden öncesi var, ve tabi ki bu albümden sonrası var. Ancak "Yalnızlık Mevsimi" albümünü diğer tüm çalışmalar içinde "Başyapıt" olarak değerlendirmemde altını çizmem gereken, öne çıkan bazı başlıklar varsa (Özel bir sıralama söz konusu değil):

    1- M.Ş.Ş.'nin kaleme aldıkları albümü en farklı kılan yönlerdendir. Şarkı sözü yazan bir müzisyen olarak her zaman dikkatimi çeken en önemli şey madalyonun öbür yüzünü gösterme başarısıdır. Sevgili M.Ş.Ş. bunu her zaman başarıyla yapsa da bu albümde virajlar daha keskin, daha dikkat çekicidir. Çok basit bir örnek vermek gerekirse "Marilyn Monroe" şarkısında anlatılan hikaye esnasında kendinizi bir anda tek kelime ile John F. Kennedy ve Marilyn Monroe ilişkisine ışınlanmış bulabilirsiniz ;)

    2- Ve Sevgili Koray Candemir. Sadece bu albümdeki performansı bile yapabileceklerini, potansiyelini ortaya koyar. Bugün sosyal medyada ya da diğer platformlarda kendisine "King" lakabının dinleyicileri tarafından uygun görülmesi için sadece bu albümdeki performansını baz almak yeter de artar bile. O aslıda bu albümdeki performansı ile bu toprakların sınırlarını çoktan aşmıştır.

    3- Selim Öztürk... Beni, yüz binlerce Kargo dinleyicisinden ayıran kocaman bir faktör var. Mütevazı olmayacağım tüm dinleyiciler bir taraftadır, ben diğer tarafta. Çünkü... Ben yıllardır bu kadar hayranı olduğum bir grubun kurucusu ile, gitaristi ile son 6 yıldır kendi şarkılarım üstünde çalışıyorum. Sevgili prodüktörüm, aranjörüm, ağabeyim. Ülkemizin hemen hemen tüm büyük isimleri ile çalışmış, müzikal birikimi, tecrübesi tartışmaya kapalı bir isim. Bu albümün ve aslında Kargo'nun şarkılarının bir çoğunun müziklerini yapan isimdir. Bu eserleri oluşturmak dışında albümdeki gitar kayıtlarında da bu toprakların aslında çok çok ötesinde bir yeteneğe sahip olduğunu anlamak zor değil.

    4- Tabi bunları yazarken klavyesi ile albümün konseptini başka bir yere ulaştıran, aklıma ilk gelen "Ruhlarda Hiç Bir Sızı Yok" gibi bir eseri besteleyen, çevresinde müzikal yeteneği sayesinde "Tek Kişilik Orkestra" olarak bilinen Sevgili Serkan Çeliköz'ü ve makine gibi çaldığı davuluyla "Burak Karataş" ı selamlamadan geçemeyiz.

         Albümdeki şarkıların tamamının tek tek incelemesini yapacak donanımda olduğumu en azından grup üyeleri çok iyi bilir, ancak bu satırları okuyanlar için bu özel gösteriyi yapmayacağım. Hala dinlemediyseniz "Ne Yazık Size" diyerek albümü işaret edeceğim. Albüm hakkında nihai fikrim, albümün o dönem müzik piyasasında yeterince algılanmadığı yönünde olacaktır. 

         25 Yılın sonunda hayata dair yaşadığım bir çok anın dostu, destekçisi bu başyapıt albümü ve bu albümü üreten, aynı zamanda tanıma şansına sahip olduğum Grup Kargo üyelerini saygıyla alkışlıyorum. 25. Yaşın kutlu olsun "Yalnızlık Mevsimi". 

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.