Saeed Roustayi yapımcılığında yazılan yönetilen 25 Mayıs 2022 tarihinde izleyici ile buluşan İran dram filmi, Leyla ve dört kardeşinin yoksulluktan kurtulabilme çabalarını konu edinirken aile içi çatışmalarını, birbirleriyle olan ilişkilerini tüm gerçekliği ile yansıtıyor. Leyla ve ailesinin hikâyesiyle İran'ın içinde bulunduğu yoksulluğun yansıtıldığı filmden akıllara kazınacak beş etkileyici sahne sizlerle.

 

❗️Yazının bundan sonrası spoiler içerir.❗️

 

 

 

Hastahaneye getirdikleri babalarını beklerken kardeşi Parviz’in babası ile ilgili anlattığı bir olay üzerine babası için söylüyor bu sözleri Leyla. Tek derdi sülalenin reisi olup saygınlık görmek isteyen babalarının zengin olmadığı için onu dışlayan akrabaları ile ilgi sahte anılar uydurduğunu söyleyen Parviz’i dinlerken Leyla’nın her şeyin farkında olmasının ifadeleri bu cümleler.

 

Leyla’nın kardeşlerinden AliReza’ nın bu cümlelerindeki hayal kırıklığı ve hüznü hissetmemek elde değil. Neyi hayal ediyordu kim bilir? Hayal ettiği gelecekte fabrikada çalışmak yoktu belki de. Hayal ettiği gelecekte içinden çıkılamayan bir yoksulluk yoktu. Hayal ettiği gelecekte sevdiği kız ile evlenememek yoktu. Tüm bu yokluklar hayatında var olunca hayattan öğrendiği şey oldu bu sözler.

 

 

 
Dükkân açmak için birtakım hesaplar yapan kardeşlerin Manuçer’in(kardeşleri) evinde toplanıp konuştukları bu sahnede, parayı denkleştirmek için tek ev sahibi olan kardeşleri Manuçer’i evini satmak için ikna etmeye çalışırlar fakat Manuçer’in kendince sebepleriyle evi satmaya razı olmaması üzerine söyler bu sözleri AliReza. AliReza’nın bu sözlerinde önemli bir incelik olduğunu düşünüyorum. İnsanların hayatlarını, bir anlamda sınırlarını ihlal etmemeye, kararlarına saygı duymaya dair. Filmin ilerleyen bölümünde AliReza’nın babası istemediği için sevdiği kişiyle evlenememesini öğrenince AliReza’nın bu sözleri geldi aklıma. Böylelikle hayallerinden vazgeçişini düşündüm. Babasına hayatına karıştığı için kızarken AliReza’nın da hayatı için bir şey yapmamasının nedenini sorguladım.

 

Leyla ve AliReza’nın dertleştiği sahnelerden bu sahne. Kendini korkak ilan eden AliReza , güzel şeylerin olmasından, mutlu olmaktan korktuğunu dile getiriyor. Her şey yolunda giderken kötü bir şey olur korkusuyla yaşamış hep. Leyla da onun bu korkularını anlayarak korkularının kaynağını, belki de hepimizin korkularının, kaygılarının kaynağını bu sözlerle belirtiyor. Hep kötü bir şey olursa korkusuyla yaşayan AliReza bu yüzden sevdiği kişiyle evlenmekten korkmuş, bu yüzden mutlu olmaktan korkmuş, bu yüzden kardeşleriyle dükkân açmaktan korkmuş, bu yüzden hayatı için bir şeyler yapmaktan korkmuş. Hayatta her şey zıttı ile var ve “iyi”’ nin yanında “kötü”yü kabul etmediğimiz için, kötüye kötü, iyiye iyi olarak baktığımız için bu korkuları taşıyoruz belki de. 

 

Filmin vurucu sahnelerinden bu sahnede borcundan dolayı yurtdışına kaçmak için hazırlanan Manuçer’in valizini hazırlarken annelerinin içinde bulundukları durum için Leyla’yı suçlamasıyla başlayan tartışma, birbirlerine karşılıklı hakaretleriyle hararetleniyor. Babaları borca girmesin diye dükkân hayallerinden vazgeçen kardeşler gün yüzüne çıkan gerçeklerle de bu sahnede yüzleşiyorlar. Hayatları boyunca onlara destek olmayan babalarının yoksulluktan kurtulmak için giriştikleri iştede onları böylesine ortada bırakması gerçeği ile yüzleşmek onlar için kolay olmuyor tabii ki. En çokta ailesi için çabalayan Leyla’nın gördüğü muameleye çok üzüldüm. Hayatı boyunca ailesine hizmeti, kardeşlerine öncülük edip onları yoksulluktan kurtarmak için çabalaması, ve onun annesi babası tarafından gördüğü muamele…

 

 

Filmin fragmanı için👇🏻

 

Sevgilerle✨