Artık ölümün olmadığı bir dünyada yaşıyorum
Neden bilmiyorum
Hala sessizliği içimde büyütüyorum
Kırık bir sofra
Masada boşluk
Afiyetle yarınlara...
Şerefimizi gecesiz günlerin aydınlığına yaktık
Susuz kalmış bir çiçek gibi güneşten kaçtık
Artık, yarının olmadığı bir dünyada yaşıyorum
Bugün, burada, canlıyım
Hala nefes alıyorum
Ellerim buz, kalbim sıcak
Üstümde gözlerin
Her rüyamı bilen gözlerin
Oysa bir türlü uyuyamadık ”aynı gecede”
Lütfen sonsuzluğa da uğurlanacak olursa ismin
Sesini bırak bana
Yalnızlığıma koyu bir gürültü gibi düşen ismin
Derinden heves gibi sevgin
Aynı dertten kaçak.
Soluk soluğa bir barışın içindeyiz
Neden geldin ki?
Ben henüz erimeden...
Savaşmadan düşemem yeniden
Unut kendini,
Hayatımız kırılır, ve bekler beni
Üstümüz topraksa filizlenmekten
Herkes bizi mezara sürüklerken
Birbirimizi büyütmekten...
Neden bilmiyorum,
Soğuk bir bakışla geçmişe bakıyorum
Yabancısıyım ailemin
Son kartlarımı oynuyorum
Bir rüzgar yeter masayı dağıtmaya,
Rüzgar eser, masa neden sağlam değildi der
Hiç sevmediğimi de söyledim ona
Tutarsız elleri, hala beni kuyuya çekmek ister
Esamesi okunmaz, varlığı silik bir tablo hayatımda
Ya peki kadın?
Çığlıklarım iz aramızdaki duvarlarda.
Kimse bilmiyor, içimde bir deniz
Taşıyorum
Zamanı bir bavulun içinde saklıyorum
Artık kaçmak için değil, gitmek için yürüyorum
Uyuşmuş zihnim, iyi kiler biriktiriyorum
Bir elim diğer elimi tutar, büyük bir kalbi kalbimde taşıyorum
Yorum Bırakın