Çoğu zaman, büyük sanatçılar birçok farklı şapka takarlar, ancak belirli bir ortamdaki çalışmaları nedeniyle öne çıkar ve beğeni toplarlar. Bu yazıda Dali'nin iyi bilinen yönlerine değil, sanatsal üretimlerinin daha az bilinen yönlerine ışık tutarak, yeteneklerinin çok yönlü doğasını vurgulamayı amaçlıyorum. Bu yazıda, resmiyle ünlü olmasına rağmen sinemaya damgasını vuran büyük Sürrealist usta Salvador Dalí'nin çeşitli sinema projelerini keşfedeceksiniz.
Un Chien Andalou (1929)

1929'da Paris'te Luis Buñuel, Salvador Dalí'ye bir usturanın bir gözbebeklerini kestiği rüyasını anlattı. Dalí daha sonra karıncalarla yürüyen bir el parçası hakkındaki rüyasını Bunuel ile paylaştı. Bu güçlü imgelerden ilham alan Dalí, Bunuel'i birlikte bir film yapmaya ikna etti: Film, geleneksel doğrusal olay örgüsü ve mantık kavramını terk ederek yalnızca onların rüya ve hayal güçlerine dayanacak ve hissettikleri duygulara odaklanacaktı. Bunuel o zamanlar Fransız film endüstrisinde yönetmen yardımcısı olarak çalışıyordu ama bu film onun için tamamen yeni bir şeyin başlangıcı olacaktı.
Buñuel ve Dalí, filmin mantıksızlık ve açıklama yapılmadan görüntülerle doldurulması gerektiği konusunda hemfikirdi. Senaryo 6 günde tamamlandı.
Un Chien Andalou, Bunuel'in rüyasındaki görüntüyle başlar; bir adamın bir kadının gözbebeklerini bir jiletle kesip açması, hemen ardından ayın üzerinden dilimlercesine bir bulutun geçmesi gelir. Diğer sürreal sahneler arasında karıncalarla yürüyen el, iki eşeğin cesetlerinin olduğu iki piyanoyu odada sürükleyen bir adam ve bir adamın ağzının yüzünden aniden kaybolması yer alıyor. Bunuel ve Dalí bu filmin epey tepki almasını beklemişlerdi ancak film olumlu karşılandı. Filmin galasına Picasso, Jean Cocteau ve André Breton gibi birçok ünlü Parisli sanatçı katıldı. Bunuel bunun için rahatlarken, dramı seven Dalí oldukça hayal kırıklığına uğradı. Un Chien Andalou hem Dalí hem de Buñuel'in bu çalışması Sürrealist harekete büyük bir davete yol açtı. Sanatçılar umulan kargaşa yerine, ironik bir şekilde zengin Fransızlardan Un Chien Andalou'nun devamı için 1 milyon Frank aldı. Ancak, filme nasıl yaklaşacakları konusunda bir anlaşmaya varamadılar ve sonunda ilişkileri sona erdi. Dalí projeden ayrıldı ve Bunuel tek başına devam etti. Bu proje bir saatlik filmi L'Âge d'Or (1930) idi. Dalí, filmi Katolikliğe karşı bir saldırı olduğunu iddia ederek eleştirdi ve film o zamanlar hakaret olarak görülüp yasaklanmıştı.
Spellbound (1945)
İkinci Dünya Savaşı sırasında Dalí ve eşi Gala Amerika Birleşik Devletleri'ne kaçtı.1945'te Alfred Hitchcock, Dalí'den yeni filmi Spellbound için kurguladığı rüya sekansını tasarlamasını istedi. Dalí de bu teklifi geri çevirmedi.
Ancak çalışmanın sonu Dalí için pek tatmin edici olmadı. Neredeyse yirmi dakika olacağını düşündüğü rüya sekansının sadece üç dakikası filmde yer almıştı. Tavandan asılı sarkan on beş devasa piyanonun olduğu bir balo salonu sahnesi gibi film için karmaşık olacağı düşünülen sahneler baştan atıldı. Ancak diğer sahneler, Dalí ve Hitchcock setten ayrıldıktan sonra yapımcı Selznick tarafından habersizce kesildi.
Spellbound hayranlıkla dolu yorumlar alıp altı Akademi Ödülü'ne aday gösterilse ve hatta film müziği En İyi Orijinal Müzik ödülünü kazansa da usta ressam bu film hakkında pek konuşmadı. Dalí, filmin en iyi bölümlerinin kesildiğini düşünüyordu ve fikirlerinin çoğunun kesilmesinden dolayı hayal kırıklığına uğramıştı. Yine de Dalí'nin rüya sekansı, vizyonlarımızın görsel sanattan sinemaya nasıl dönüşeceğinin başarılı bir örneği olmaya devam ediyor.
Salvador Dali (1966)
1966'da Dalí, Andy Warhol'un ünlü ekran testlerinin ikisinde rol aldı. Warhol, 60'lı yılların ortalarında bu ekran testlerinden yaklaşık 500 tane kaydetti ve konukların çoğu ünlülerdi. Dalí ise yine farkını konuşturup Warhol'u daha önce bağlı kaldığı çalışma prensiplerine meydan okudu. Örneğin; ekran testlerinden birinde Dalí baş aşağı filme alınır ve bir başka ekran testinin ortasında ise gözden kaybolur... Warhol, tüm bunlara rağmen Dalí'den etkilenmeye ve 1966'da Salvador Dalí filmine devam etti. 35 dakikalık filmde Dali başrolde Factory'i ziyaret ediyor ve The Velvet Underground grubunun üyeleriyle buluşuyor.
Impressions de la Haute Mongolie (1975)

Dalí'nin hala yaşarken üzerinde çalıştığı son film, Impressions de la Haute Mongolie idi. Çok hayran olduğu Fransız yazar Raymond Roussel'e (1877-1933) saygı gösterisinde bulunmak istedi. Dalí'ye göre Roussel, paranoyak-eleştirel yönteminin öncüsüydü. Dalí, yazara olan hayranlığını ifade etmek için, bu deneysel filmi, yönetmen José Montes-Bacquer ile hazırladı.Dalí'nin kendisinin de rol aldığı 50 dakikalık bir film ürettiler. Yazarın romanından esinlenerek yazılan filmin kurgusu, kölelerini halüsinasyonlara neden olan ve onları resim yapmaya teşvik eden sihirli mantarlarla besleyen bir Moğol prensesinin etrafında dönüyor. Film, halüsinojenik mantarı bulmak için Yukarı Moğolistan'a gönderilen bilimsel bir keşif gezisini gösteriyor. Film, sürrealist görüntüler, tuhaf olaylar ve Dalí'nin son derece eğlenceli dramatik abartısıyla dolu.
Babaouo (1997)

Dalí'nin ölümünden sekiz yıl sonra yönetmen Manuel Cussó-Ferrer, usta sanatçının 1932'de yazdığı orijinal senaryo ve isme dayanan Babaouo filmini yaptı .Un Chien Andalou çizgisindeki bu film eriyen saatler ve yanan zürafalar gibi sürrealist imgelerle doluydu. Ancak senaryo, bazı tasarımlar ve afiş hazır olsa da Dalí projeden vazgeçti.
1934'te bir Avrupa ülkesinde iç savaş sırasında geçen film, aşkı Matilde'yi bulma arayışındaki Babaouo'yu konu alıyor.
Destino (2003)

Amerika'da, 1945'te Spellbound'daki çalışmalarının yanı sıra Dalí, Marx Brothers ve Walt Disney ile film projelerinde de işbirliği yapmaya çalışmıştı. Ancak, reddedilerek büyük hayal kırıklığına uğradı. Dalí'nin senaryosu fazla gerçeküstü bulunmuştu.
1945 ve 1946 yılları arasında ise Dalí ve Disney stüdyo sanatçısı John Hench, Destino'yu tasarlamak için üzerinde çalıştı. Ancak bu proje de Walt Disney Stüdyoları, 2. Dünya Savaşı nedeniyle mali sorunlarla boğuşan Walt Disney Stüdyoları tarafından prodüksiyon nihayetinde mali açıdan sürdürülemez kabul edildi ve süresiz olarak askıya alındı. 1999'da Walt Disney'in yeğeni Roy E. Disney, projeyi hayata döndürmeye karar verdi.Sadece 7 dakika uzunluğunda olan kısa filmin yönetmenliğini Fransız animatör Dominique Monféry üstlendi. Yaklaşık 25 animatör, Dalí ve Hench'in orijinal storyboard'larını deşifre etmek için birlikte çalıştı. O sırada hala hayatta olan Gala Dalí ve Hench, şifreli storyboard'ları da anlamalarına yardımcı oldu ve Dalí'nin günlükleri de bazı ipuçları verdi.
Destino'nun hikayesi, Chronos'un Dahlia adlı ölümlü bir kadına olan talihsiz aşkını anlatır.
Yorum Bırakın