Nerden geldin bilmiyorum
Düşlediğim bir ateş var
Ama yağmurundan arınamıyorum
Soğuk bir ses,
Fısıltılara hasret kalıyorum
Neden burdasın bilmiyorum
Hayaletine kucak açmaya çalışıyorum
Üstüm buz,
Işığı kırıyorum
Duman bedenim
İnce bir rüzgara saklanıyorum
Kıyamete hasret bir cehennemim
Zamansızlığı
Köşe bucak içimde arıyorum
İçim ki;
Labirentler içinde labirentler
Kapıların ardında saklanan
varlığımı arıyorum
Sonsuza kadar düş görürmüş insan...
Eğer isterse...
Denizler gibi dalgalanıp duruyorum
Ve boğulduğumu gizleyemiyorum
Nefesim,
Deniz sudan nasıl boğulursa
Öyle işte...
Yorum Bırakın