Yaşamı örüntüler yığınıysa belki de önce sözcük seçimlerine dikkat etmeliydi. Yığın dediği ilmek ilmek işlediği şeylerin toplamıydı. Sarkan ipler ve eğreti düğümler de bu örüntüye dahildi. Zaten kusursuz olamayacak kadar gerçek biri öylece bir pürüzsüzlükte var olamazdı.
Örüntüler yığını değil, kendi yaşamıydı - bir tanım eksikliği daha-
Olmayı sevdiği yerdeydi, gereksinimlere yer vermeden -oluşun içinde-
Evde olmak güzeldi. Şimdi, geçmişte ve gelecekte bu anın içinde olmayı sevecekti.
Olmadığında bile.
Yorum Bırakın