İçinde bulunduğumuz dönemde sosyal medyanın gücü ve etkisi azımsanamayacak kadar
büyük. Öyle ki herhangi bir durumu ya da olayı sosyal medya aracılığıyla öğreniyor ve
değerlendirmesini de yine sosyal medya üzerinden gerçekleştiriyoruz. Paylaşılan ve fazlaca
beğeni alan içeriklerin geniş kitlelerce kabul gördüğünü söylemek mümkün. Bir şeyin
popüler, güzel ve yeterli olmasında sosyal medyanın, özellikle de Instagram, Twitter,
Facebook gibi uygulamaların etkisi oldukça fazla. 90’lı yıllarda hayatımıza giren sosyal
medya birçok şey gibi güzellik algısıyla da “olması gerekeni” gösteriyor. Özellikle kadınların,
görüntü ve güzellik üzerinden değer biçen geleneksel medyanın ardından sosyal medya ve
teknolojiyle sınandığını söyleyebiliriz.
Mermer gibi pürüzsüz ciltler, harika saçlar, belirgin yüz hatları, kalkık kaşlar, çekik gözler,
dolgun dudaklar... Evet daha işin vücut kısmına hiç girmedik. İnsanları benzer görüntü altına
sokan ve estetik dünyasına inanılmaz bir güç kazandıran bu algı daha önce sıkça şahit
olduğumuz gibi birkaç yıl içinde tekrar değişebilir. Birçok insan estetik ameliyatların,
photoshopların ve filtrelerin farkında olsa da bu çemberin içinde bulabiliyor kendini.
Özellikle gençler sürekli maruz kaldıkları bu güzellik anlayışının dışında kalan yanları varsa
kendilerini güzel ve yeterli hissedemiyor. Bu durum zaman içerisinde özgüven kaybı, moral
bozukluğu, değersizlik hissi, umutsuzluk gibi depresyon belirtilerine zemin hazırlıyor.
Peki sosyal medyanın yarattığı bu güzellik algısını kırmak mümkün mü?
Unutmamamız lazım ki pek çok paylaşımda insanlar olduklarından ziyade olmak istediklerini
gösterme çabasına girebiliyor. Günlük hayatta rastgele bir andan ziyade seçilmiş bir an ve
filtrelenmiş yansımalarla çevriliyiz. Bununla beraber doğal olanın da farkındayız. Son
zamanlarda insanlara dayatılan güzellik algısını kırmak adına da pek çok paylaşım yapılmaya
başlandı. Bu paylaşımlarda insanlar fazla kilolarını, cilt sorunlarını, sevdikleri tarzda
kıyafetleri ve yapmaktan hoşlandıkları makyajı özgürce göstermeye başladılar. Bu adımla
birlikte güzellik algısı dışında kaldığı için utanılan birçok şeyin aslında ne kadar insanca
olduğunun altı çiziliyor. Bizler de olumsuz etkilerin önüne geçebilmek adına sosyal medya
paylaşımlarının her zaman tam olarak gerçeği yansıtmadığını hatırlamalı, başkalarının
hayatına karşı ilgiyi ve kıyaslamayı azaltmalıyız. Olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi
ol felsefesinin zorlayıcı bir hale geldiği bu dönemde biraz da biricik ve özel olmanın tadını
çıkartalım.
Yorum Bırakın