Çığlık

Çığlık
  • 1
    0
    0
    0
  • Bugün telefonla konuşuyordum telefonu kapattığım anda bi çığlık duydum. Kendimi dışarı nasıl attım bilmiyorum. Aklımdan milyon tane olasılık geçti. Çocuklara mı bişey oldu, biri bir yerden mi düştü birinine bir şey mi oldu.... Baktım çocukardan gelmiyor ses. Evimizin karşısından komşumuzdan geliyor. Annem de benim ardıma, sonra arkadaşlarımı gördüm derken herkes o tarafa koşmaya başladı. Kimse ne olduğunu bilmiyordu. Ayağıma bir şey geçirip ben de gittim ardından. Ne olduğunu hiçbirimiz bilmiyorduk sadece koştuk... Gittik gördüğüm şey ağlayan 2 kız ve duyduğum acı yangınlı bi çığlık... Evin aşağısına indim annem komşumuzu kollarından tutmuş getiriyor kadın kendinden geçmiş... Arkadan bikaç kişi kadının ölen eşini kollarından bacaklarından tutmuş getiriyorlardı. Neyin içine düştüğümü idrak edemedim. Teni soluk beyaz olmuş ağzının kenarında bir miktar kan olan boyu uzun olmasına rağmen büzüşmüş küçülmüş bi şekilde adamı getirip kapının önüne bıraktılar. Adamı tanıyorum eşini tanıyorum hatta eşiyle adaşım torununu hepsini tanıyorum. Hatta adamla hoş bi anımız bile vardı. Ardından etraf kalabalıklaşmaya başladı. Gelini hiç bi şeyden habersiz ne oldu ne oldu diyerek tırmandı evin yokuşunu. Ne olduğunu anlayınca yığıldı yere. Küçük kıza sana emanet etmiştik diye sitemler, kızın çaresizliği, bir şeyler anlatmaya çalışması, ağlaması, diğer çocuklarının birer birer gelip her birinin yıkılışını görmek, beni öyle bi ruh haline soktu ki... Geçmişe gittim şimdiye geldim geleceğe gittim acılarını derinden hissettim... Belki onlarla empati yapabilmek canımı yakmıştı... Belki o küçük kızın neler hissettiğini anlamak ağır geldi... Belki bunların çoğunu tecrübe etmiş olmak ağır geldi.. Annemi ağlarken gördüm herkesi perişan gördüm, ölümün soğukluğunu, ölümün işe yaramaz kalabalığını, bir iki gün sonra herkesin dağılacak olmasını bilmek.... Yazıya eklediğim fotoğraftaki beyaz ışık ölümün olduğu yer.. Çığlıkların hepsi sanki evimdeymiş gibi... Yankıların hepsi kulağımda... Ölüm gibi bi karanlığa beyaz ışık getirmişler sanki bilerek... Kadının "51 yıllık arkadaşım beni nereye bırakıp gittin" demesi ağlamasının arasında kadına sabah 200 lira verip sen yürüyemezsin arabayla gidersin istediğin yere demesi ve eşinin eve geldiğini görememesi... Eşinin eve geldiğinde 51 yıllık hayat arkadaşını ölmüş bulması... Belki bunların hepsi sıradan bi ölüm kronolojisi... Ölüm sonuçta illa olur böyle diyerek sindirmek gerekiyor belki... Ama ölümün her zaman bizimle olduğunu unutarak hayatta kalıyoruz fikrimce... Aksi takdirde tüm bu olasılıkları her saniye zihinde tutmak muhtemeldir ki insanı uzun vadede çıldırtmaya yetecektir...

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.