Bir olay oluşturmak, başka bir tabirle hikaye kurmak insan doğasına ait ve çok da zor olmayan bir yeti ancak bir karakter yaratmak bambaşka. Bunu yapabilen yazarlarla tanışınca kendimi dünyanın şanslı insanlarından biri sayıyorum. Onunla tanışalı epey oldu. Bu yüzden onu anlatmak istedim hatta belki hatırlamak...
Tam bu noktada bir önerim var eğer onu daha iyi tanımak istiyorsanız yazarı Türkçe'ye en iyi şekilde aktaran çevirmen Levent Cinemre'yi izlemelisiniz.
https://youtu.be/I4sFGVyYe70?si=trlAsdiiYClntd6O
Bazı insanlar için keşke daha fazla yaşasaydı ve bizler sanatına daha çok dalabilseydik deriz. Jack London keşke daha uzun yaşasaydı. Yine de yeterli olur muydu bilemiyorum. Eserlerini okumayı zamana yaymayı başardığım bir yazar, kendimi tutmayı öğreniyorum. Henüz okumadığım ve okumak için sabırsızlandığım eserlerinin olması konfor alanım.
40 yıl sürülmüş bir hayat, kulağa ne kadar az geliyor. Annesi, babası, ilk evliliği, ikinci evliliği, politik görüşleri, iş hayatı gibi konu başlıklarıyla onu anlattığım bir biyografi olmayacak bu. Tam olarak bana ne hissettirdiğiyle ilgilendiğim ve bunu aktardığım bir yazı olacak. Bu yüzden sıkılabilirsiniz. Uyarı faslını geçelim.
Bence bir okur olmak aynı zamanda belirli bir çözümleme yeteneğini de beraberinde getiriyor. Çünkü süreklilik bununla doğru orantılı. London'ı her okuduğumda hissettiğim bir şey var. Bazı hikayelere uzaktan bakarız, bazılarına ise ilahi bir yerden her şeyin farkında olarak. Farkındalık burada en önemli detaydı. Gelgelelim Jack London'a. Onu her okuduğumda farkındalığım sadece kendi düşüncelerimde ve kendim olarak ben hikayenin tam ortasındayım. Atacağım adımları ben seçmiyorum ya da bir iradenin varlığından bahsetmiyorum. Her ikisi de benimle.
Herkes Martin'i tanıyor ben ise Martin'i biliyorum. Anlatmak istediğim asıl şey buydu. Ve bu yalnızca bir hikaye benzerliği değil, bir ruh benzerliği. Korkuyorum bazen onun sonuna ulaşır olmaktan. Bilmek çoğu zaman korkuludur sanılanın aksine. Fakat aynı zamanda çözümdür. Sadece biraz dikkat, biraz sanat ve biraz da duygudaşlık gerektirir.
Yorum Bırakın