x y z

x y z
  • 1
    0
    0
    0
  • İlk aldığı zamanlar hariç perdelerine bakıp ne kadar güzel olduğunu düşündüğü olmaz hiç insanın. Ya da bir eve girip perdelerinin ne kadar güzel olduğunu söylediği. Saatine ya da sandalyelerine övgü alabilirsin. Hatta mutfak dolapların ya da zigon sehpan gözüne iliştiğinde ne kadar zevkli olduğun bir kez daha aklına gelebilir. Perdeler yalnızca gerçekten çok çirkin bir perde gördüğünde gözüne takılır ama. Ancak o zaman akla gelir, ve kıymet verilir. Kendi seçimi gibi durur onun görünmezliği. Duvarla bir olur bir kere, gizlenir. Kimsenin suçu değildir halbuki ,biraz perde olmanın doğası gereğidir başına gelenler. Tüm bu görülmezliği hep içinde tutar. İnce ruhunun da verdiği yetkiyle dayanarak tutuşuverir ilk kıvılcımda. Öfkesi de zigon sehpanınki ile bir değildir üstelik. O tutuşursa bütün evi yakar, alevi her yana sıçrar. Söndürmesi de öyle kolay olmaz. Bu yanıştan ev ve ev halkı sağ çıksa bile onun kaçınılmaz sonu kül olmaktır. Kurtarılamaz, yamanamaz. Yerine gelen şanslıya bir önceki yangının hatırası ile anılır, bazen göze takılır. Perdesi yanana sorsak perde midir bu hüznün öznesi? Hiç düşünmüş müdür bu tutuşmanın fitli nasıl ateşlendi? Neredeyse her gün dokunulmasına rağmen nasıl önemsiz hissettiğini anlar mı? Bir masa ya da tezgah hatta duşakabin olamamanın verdiği hüznü kim anlar? Yanarken bile düşünülmemektedir perde olmak. Alevinin sıçrayacağı yerden korkar herkes. Evim yanmadı diye sevinir, perdem yandı diye üzülmez kimse. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.