Yağmur dudaklarını öpmüştü
güz boyanmıştı ruhuna
göz bebeklerinden ekim çalmıştım
Göz bebeklerin söğüt dalıydı
en güzel şiirleri yarım bırakır
caddelerde yarım adımlarla dolaştırır , totemler biriktirirdi
Çok totemler biriktirdim inanç üzerine
Neye inanıyorduk
bir ruha , caddelere ,kitaplara
yarım satırlara
duvar yazılarına
kadınlara , adamlara
mevsimlere
gün batımlarına
dualara
Avuçlarını öptüm
Ruhunu duydum şairlerin
sokaklarda
saçlarından öptüm sonbaharın
usulca bedenimi savurdu
Şimdi bir söğüt dalıyım
Bir kadının bakışıyım
Sessiz bir duayım
Bir damlayım.
Kalabalığım.
Gürültüyüm.
Bu bir ağır sone Tanrım
Yapraklarım romatizma sancısı çekerken
ince bir duyuş toprağa basışım
alıp başımı bu çağdan gitmek istiyorum
fakat günün doğuşu ,kuşların sesleri bir vals gibi ilerlerken sokakta yarım pabucuyla yürüyen çocukları ve kadınları görürken inanmalıyım Tanrım .
Bir cemreydim
önce toprağa sonra ana rahmine düştüm.
Beyza Çancı
Yorum Bırakın