1. Kendimizi sevdiğimiz yerle başkasını sevdiğimiz yer aynı. Hep aynı noktadan seviyor ve seviliyoruz.
2. Bir başkasıyla kendimiz arasındaki bu nokta öze karşılık gelir.
3. İnsanın çabası özünü görene kadardır; ondan sonra çabayı bırakır, kaderini özü tayin eder. Aslında bundan önce de kaderini özü tayin etmektedir fakat artık bunun bilincindedir.
4. Önceden kıyılara düşkünse artık özü ona deniz olur, kıyıları aramaz artık. Gittiği her yere denizini götürür.
Gittiği her yerde özü onu beklemektedir, önce öz gider oraya ve onu çeker gelsin diye.
5. İnsanın özü kaderini böyle tayin etmektedir.
6. İnsanın özü kendinden başka bir şeydir ama kendinden de ayrı değildir.
7. Onunla birleşince yaşayan insan değil, özüdür artık.
İstediği mekânda, zamanda, kalpte olabilir ve bunu hisseder. Birini düşündüğü anda, düşündüğü de onu düşünmektedir.
İki insanın arasında bağlantıyı kuran özdür.
8. Bundan sonra yaşamaya kalplerde devam edecektir, kalpler onu çekecektir.
9. İnsanın özü insanın kalbinde yaşar.
Özüyle bir olan da dünya da değildir artık bazen bir rüzgâra karışır, bazen gözyaşı olur, bazen ırmak olup denize dökülür.
10. Bundan sonra nesne de olabilmektedir.
Belki bir tahta olarak devam eder hayatına, nesnelere can verir.
11. Bütün gelen canlar da onda toplanır. Canı toplayan öz, canı almasını da bilir.
12. Demek her insan kendi canını kendi alır.
Resimler:
Kapak: Edward Okuñ, Paganini'nin Ölümü, 1898.
1. Frederik Ruysch
2. Cristobal Rojas, The Misery, 1886.
3. Edward Munch
4. Gustave Dorê, 1861.
5. Ferdinand Hodler, Gece, 1890.
6. Zdlislaw Beksiñski
7. J. W. Waterhouse
8. Abraham Hondius, 1660.
9. Zdlislaw Beksiñski
10. Renê Magritte
11. Gêricault
12. Caravaggio
Yorum Bırakın