HUKUK FAKÜLTESİNDE OKUMANIN SİZLERE KAZANDIRABİLECEKLERİ

HUKUK FAKÜLTESİNDE OKUMANIN SİZLERE KAZANDIRABİLECEKLERİ
  • 0
    0
    0
    0
  • Türkiyede hukuk fakülteleri, hukuk alanında görev ifa edecek bireylerin yetiştirilmesi hizmetini yerine getirmektedirler. Her bölüme olduğu gibi hukuk fakültesine girebilmek içinde öncelikle ortaöğretimi tamamlayıp YKS sınavına girip ardından tercihlerde bulunmak ve aldığınız puana göre yerleşebilmeniz gerekmektedir.

    Hukuk fakülteleri EA (eşit ağırlık) puanına göre öğrencileri almaktadır. Ve EA alanının en saygın bölümü olduğu su götürmez bir gerçektir.

    Hukuk fakültesini kazandıktan sonra kredi sistemine göre dersleri geçerek mezun olunur ve Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavına girilir. Ardından avukatlık stajı yapılır ve meslek hayatına geçilir. Hukuk fakültesinden mezun olmak size çeşitli mesleklerde görev ifa edebilme hakkı kazandırır. Bu mesleklere avukat, hakim, savcı veya noter örnek olarak verilebilir. 

    İşte hukuk fakültesinden mezun olmak istiyorsanız şimdilik bu sayılan aşamalardan geçmek zorundasınız. Ancak biz bu yazımızda hukuk fakültesine girişten öncesini veya sonrasını değil, hukuk fakültesinde eğitim görme aşamasında sizin kazanabileceğiniz deneyimlerden ve mevcut hukuk eğitiminizi nasıl daha kaliteli hale getireceğinizden bahsedeceğiz.

    Başlamadan önce belirtmemiz gerekir ki burada yazdıklarım tamamen kendi tecrübelerimden ve gözlemlerinden oluşmaktadır. Her hukuk fakültesinde %100 olabileceği garantisini vermek mümkün değildir.

    1. İKİ HUKUKÇUNUN OLDUĞU YERDE EN AZ ÜÇ GÖRÜŞ VARDIR.

    Hukuk fakültesi eğitiminiz devam ederken derslerde dönen konuları biraz gözlemlerseniz farkedeceğiniz şey şudur: Bir uyuşmazlık olduğunda iki tarafda her zaman kendince haklıdır. Bu gibi durumlar konuya nereden baktığınıza göre değişebilmektedir. Ve hatta bu iki farklı görüşü birleştiren üçüncü bir bakış açısı da genelde olur. Hukukçular buna karma görüş derler.

    Maalesef tek bir doğru her zaman olmayabilir ve olaylara uygulanacak tek bir formül de yoktur. Aynı konu altındaki somut olaylar bile birbirinden o kadar farklıdır ki genellikle Yargıtay kararlarında da bir birlik bulunmaz. 

    Bu sorunu aşabileceğiniz bir çözüm yok. Ayak uydurun ve doktrindeki diğer görüşlerden ziyade hocanızın görüşünü öğrenmeye çalışın. Çünkü sınavda sorumlu olacağınız kısım genelde o olur.

    2. GÜNCEL KONULAR SÜREKLİ DERSİN KONUSU HALİNE GELİR.

    Bu doğru. Ülke gündeminde meydana gelen her tartışma genelde hukukçuların alanına girmektedir. Veya Twitterda gündem olan siyaset konuları ilgili dersin ve hatta derslerin o haftaki konusunu oluşturabilir.

    Örneğin bir siyasetçi hakkında dava açıldığında veya içeri girdiğinde bu ülke gündeminde derin tartışmalara yol açtığında genelde ilk hukukçulara sorarlar ve hukukçular haber kanallarında boy gösterir. İşte sadece meslek ehli kişiler değil hukuk fakültelerinde de bu konular hakkında tartışmalar gündeme gelebilir. 

    3. KANUNLAR HER ZAMAN SOMUT OLAYA UYGULANMAYABİLİR.

    Hukuk fakültesine başlamadan önce kanun ezberlemeyi düşünebilirsiniz ancak kanunların hepsini zaten isteseniz de ezberleyemezsiniz. Kaldı ki kanunu bilmekle de işin çözülmeyeceğini farkedersiniz. 

    Bu durumu genelde özel hukuk alanında görürsünüz. Kanun maddeleri genel, soyut ve objektif şekilde kaleme alınır. Böylelikle her olay tek tek düzenlenmemekle beraber. Normu uygulayacak hakime de takdir alanı bırakılmış olur. 

    Bunun yapılma nedeni kanunun farklı somut olaylara aynı yaptırımı uygulaması bazı durumlarda adalete aykırı durumlar meydana getirebilmektedir. Bu durumu çözmek için böyle bir uygulamaya gidilmiştir diyebiliriz. 

    4. FARKLI DÜŞÜNCELER VE FARKLI KÜLTÜRDEN İNSANLARLA KARŞILAŞIRSINIZ.

    Bu durum aslında hukuk fakültesine özgü bir durum değildir. Üniversite hayatına başlayınca genel olarak farklı şehirlerden, dolayısıyla farklı yörelerden bir araya gelen insanlarla tanışırsınız. 

    Ülkenin en doğusundan gelenler olduğu gibi en batısından, en büyük şehrinden en küçük şehrine kadar her insanla karşılaşabilirsiniz.

    Çevre etkeni insan düşüncelerini oluşturan etkenlerden biri olduğundan farklı kültürler farklı düşüncelere kapı aralıyor. Ve özellikle derste tartışmayı seven bir hocanız varsa çok değişik ve uç fikirlerle karşılaşma olasılığınız yüksek.

    5. İYİ GEÇEN SINAVDAN DÜŞÜK NOT ALABİLİRSİNİZ.

    Her hukuk fakültesinde olmamakla birlikte hukuk fakültesinde sınavların çoğu klasik olur. Özellikle ana hukuk derslerinde pratik çalışma ve buna bağlı klasik sorulardan oluşur sınavlar. 

    Klasik sınav şu anlama gelmektedir: Siz kendinizce doğru olduğunu düşünerek ve ballandıra ballandıra anlattığınız cevaplar her zaman hocanın istediği cevaplarla örtüşemiyor ve bunun sonucu olarak yüksek not beklentisine girebilirsiniz. Ama gerçeklee hiç öyle değildir.

    Bu yüksek not beklentisi yanılgısı genelde 1. sınıftan sonra bitmektedir. Ondan sonra düşünceleriniz şuna dönüşür: O soruyu doğru yaptığımı düşünüyorum ama muhtemelen ordan puan alamam.

    6. SINAV HAFTASI KÜTÜPHANE VE ÇALIŞMA ALANLARINDA YER KALMAYABİLİR.

    Bu durum da hukuk fakültesine özgü değildir. Üniversitedeki her salon ve her kütüphane sınav haftası genelde dolu olur. 

    Hukuk fakültesinde yer alan çalışma salonlarında ve kütüphanede de boş yer bulma olasılığınız düşer. tüm bir dönem boyunca derse gelmeyen hukukçuların acele acele notları okumaya çalıştığı ve herkesin panik halinde sınav saatini beklediği salonlarla karşılaşmaya hazır olun. 

    7. DEVAM ZORUNLULUĞU OLMASA BİLE OKULA GELMEK ZORUNDA KALABİLİRSİNİZ.

    Hukuk fakültelerinin çoğunda devam zorunluluğu yoktur. Bazı hocalar alabilir, genelde derse katılım oranını artırmak isteyen hocalar böyle yapabilir.

    Ancak devam zorunluluğu olmasa da özellikle belli bir kitaptan gitmeyen ve sisteme ders notlarını yüklemeyen hocaların görüşlerini öğrenmek için derse girmek veya giren birinden not istemek durumunda kalabilirsiniz. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi konularda genelde görüş birliği olmuyor ve kitaptaki görüşle hocanızın görüşü birbirinden ayrılabiliyor. Sınavda böyle bir hata yapma lüksünüz yok tabiiki.

    8. 200 - 300 SAYFA OKUMAK ARTIK ZOR GELMEMEYE BAŞLAR.

    Hukuk öğrencilerinin ellerinde görürsünüz kalın kalın kitapları. İki dönem için ortalama 1000 sayfalık kitaplar kullanılmaktadır (Özellikle ana dersler için.) 

    Vize sınavına kadar 200-300 sayfadan sorumlu olursunuz. Burada 300 sayfayı okurken yapmanız gereken şey, doktrinel tartışmalarda ve detaylarda boğulmadan mümkün olduğunca geniş ve sorulabilme olasılığı olan alanları belirlemek ve kitabı ona göre okumaktır. 

    Başta zorlansanız da bir süre sonra bu duruma alışacaksınız.

    9. SÜREKLİ SİYASETLE İÇ İÇE OLURSUNUZ.

    Yukarıda da bahsettiğimiz gibi güncel konular kolay kolay dersin konusu olabilmektedir. Bu güncel konuların siyaset olduğundan bahsetmeye gerek yoktur herhalde.

    Bunun yanı sıra Anayasa hukuku gibi belli başlı dersler siyasetin sınırında yürüdüklerinden ülkenin geçmiş siyasi hayatında rol oynamış isimler ve güncel siyasilerin tartışmaları derse konuk olabiliyor. 

    Hukuk fakültesi eğitiminiz sırasında siyaseti kötü bir olay olarak görmemeye çalışın. Tarafsızlığınızı korumakla beraber siyasetten kaçmayın. 

    10. BİR HUKUK TOPLULUĞU OLUR VE ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLER YAPAR.

    Üniversitenin en iyi yanlarından biri üniversite topluluklarıdır. Hukuk fakülteleri de kendi bünyeleri altında bir veya daha fazla hukuk topluluğu bulundururlar. Bu toplulukları hukuk öğrencileri yönetir, esas amaç hukuk öğrencilerinin işini kolaylaştırmaktır.

    Hukuk topluluğu çeşitli konferanslar vb. etkinlikler düzenleyerek sizlere meslekten kişilerle tanışmanızı ve onların deneyimlerini dinleme şansı yaratır.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.