Advertisement Tracker

KİTAPLARDAN ALINTILAR- 4

KİTAPLARDAN ALINTILAR- 4
  • 1
    0
    0
    0
  •        Bezdim hepsinden, ölüm gelse de huzur getirse;

    Hangisini saysam: Haklının hakkı hiç verilmez;

    Allı pullu giysi düşer, beş para etmez serseriye;

    En güvendiğin adam seni aldatmaktan çekinmez

    Ona buna hayasızca paye dağıtılır,

    Tertemiz genç kıza düşüncesizce damga vurulur,

    Sarsak yönetimlerce becerikli insan engellenir,

    Kusursuz adını hak etmişe haksızca leke sürülür.

    Kültürle bilimin dili bağlanır yetkili kişilerce,

    Bilgiç geçinen şarlatanlar yönetir bilgili adamı,

    İyilik kıskıvrak köle edilir kötülüğe,

    Doğru sözlü kişinin aptala çıkartılır adı.

    Bezdim işte bunlardan ve hiç durmam bana kalsa;

    Ölmek, sevdiğimi bir başına bırakıp gitmek olmasa.

     

    W. Shakespeare

     

     

     

     

     

     

           Kötü diye bilinmekten iyidir bence, kötü olmak;

    Olmasak da, kötü muamelesi görüyorsak her yerde;

    Üstelik mümkünde olmaz bir şeyin keyfini çıkarmak,

    Başkası kötü görecektir çünkü, kendimiz görmesek de.

    Anlamıyorum ne olmuş, biraz kanım kaynıyorsa eğer;

    Neden hep üstümde, herkesin imalı, yılışık bakışları;

    Kendi zayıf değil mi, zayıflıklarıma takılan hafiyeler;

    Bana iyi geleni kötü sayanlar, kötüye çalışınca akılları?

    Yok yok, ben neysem oyum, ve benimle uğraşanlar,

    Beni kötülemeye çalışırken kendilerini vuruyor açığa.

    Bana kalırsa ben dosdoğruyum ve çarpık olanlar onlar;

    Onların kokuşmuş düşünceleri mi ışık tutacak davranışıma!

    Meğer ki, kötü olmayan yok, diyor olsunlar, yeryüzünde;

    İnsanların hepsi kötü ve kötülük egemen her yerde.  

     

    W. Shakespeare 

     

     

     

           TÜHH BİZE!

     

    Demirağları attık suya

    Otomativ bir voli vurmaya,

    Çağ atladık atlıyoruz derken

    Geri vitesle dalıyoruz Orta Çağa

     

    “Can Yücel – Alavara” kitabından.

     

           Afrika gibi bir kıta yazaydım

    Hiç durmaz ölürdüm…

    “Can Yücel – Canfeda “  kitabından. 

     

     

           Sepetinde üç dirhem pamuğu olmayan takımı

     

    Fena halde tebelleş oldu Orhan Pamuk’a

     

    Yok efendim, bu Nişantaşı çayırı züppesi

     

    -          Romancılık ne gezer serde!-

     

    Reklam yazarıymış düpedüz

     

    Veya son model helikopteriyle kapı kapı dolaşan

     

    Post- modern bir seyyar satıcıymış…

     

    Ben ki pre- modern bir şairim, diyorum ki size:

     

    Bakmayın Orhan’ın hep geçmişe mâzilerden dem vurduğuna

     

    Harem dairelerinde oryantâl yapar gibi yaptığına!

     

    O mu sanki edebiyatımızın tek yağmur kaçağı!

     

    Uslubu bihoş, mesleği nakkaş, muşambası makintoş!

     

    Bakmayın sokaklarda bir müze bekçisi gibi dolaştığına!

     

    O tam günün adamı!

     

    Antika olan biziz asıl!

     

    Gırtlağına kadar beyaz eşyaya, kara paraya batmış

     

    Bu tüketim toplumun has çocuğu…

     

    Bir kalemde yeni bir kalem sürdü piyasa ekonomisine,

     

    Kitapsızlar mahallesinde salyangoz bellenen o yasaklı

     

    O tükaka KİTAP kapış kapış gider oldu sapamarketlerde…

     

    Orhan eskiden yok olan bişeyi yok satıyor!

     

    Biz ne kızıllar gördük kızılı yok pahasına satan

     

    Varsın o da Kırmızı’yı okutsun ateş pahasına!...

     

    “Can Yücel – Canfeda “  kitabından. 

     

           “Doğruluk mu daha büyük meziyettir, yoksa yiğitlik mi?” diye sorar, cevap ne olursa olsun, 

    “Bütün insanlar doğru olsaydı yiğitliğe lüzum kalmazdı!” derdi.

    “İskender Pala- OD” Kitabından.

     

           Alaycı , abartılı bir Arap aksanıyla, “İsrail şunu yaptı, İsrail bunu yaptı,” diye sızlanırdı. “ Öyleyse bir şeyler yapın kardeşim! Harekete geçin. Madem Arapsınız  o halde Filistinlilere yardım edin!”

     

    “Khaled Hosseını – Uçurtma Avcısı” kitabından.

     

     

           Evet yalnızım…

    Sadece bunu söyleyip susmak isterdim… Ebediyen susmak. Çünkü canım acıyor… 

     

    Konuştukça, arzuladıkça, özledikçe, en kötüsü yaşadıkça canım acıyor…

     

    “Cezmi Ersöz – Şizofren Aşka Mektup” Kitabından.

     

     

           Ayrılık değil, özlemek hiç değil; en büyük acı, bu giderek büyüyen boşlukmuş… En 

     

    büyük dert kimi özlediğini, kimi sevdiğini bilememekmiş… İçimde bir ses durmadan, 

     

    dünyanın sonu geldi, diyor. Dünyanın sonu bu halime öyle çok uyuyor ki hiç 

     

    üzülmeden, hiç korkmadan kabulleniyorum onu. 

     

    Öylesine bencil ki dünyanın sonunu kendim gibi çok seviyorum.

     

    “Cezmi Ersöz – Şizofren Aşka Mektup” Kitabından.

     

     

     

     

           İki şey arasında seçim yapacak gücüm bile yoktu.

     

    “Osamu Dazai – İnsanlığımı Yitirirken” Kitabından.

     

     

           Ben hâlâ, ölmeyi bile becerememiş utanmaz, aptal bir hayaletten, 

     

    “yaşayan bir cesetten” başka bir şey değildim.

     

    “Osamu Dazai – İnsanlığımı Yitirirken” Kitabından.

     

     

           Ben kimsesizler mezarlığında… Kimsesiz bir mezar taşıyım…

     

    Yusuf Tümer

     

     

     

     

     

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.