''Hayata bir anlam yükleyen eğitim sistemine karşı ciddi şüphelerim var. Sen ne dersin?''
''Anlam derken, neyi kastediyorsun?''
''Yani olmayan bir şeyi varmış gibi gösteren aldatıcı bir eğitimi kastediyorum. İşte, şey gibi, kumun katı olduğu halde hidrodinamik özelliklere sahip olması gibi, bu özelliğine çok ilgi duyuyorum.''
72
"Zaten aramızdaki ilişki numune değiş tokuşuna benzemiyor mu? 'Beğenmediyseniz hemen geri alalım.' Paketini yırtmadan, naylonun içindekilere dikkatle bakıp değer biçiyoruz. Nasıldır acaba? Güvenebilir miyim acaba? Sonrasında pişman olmaz mıyım acaba?"
97
"Kasılmalar... Aynı şeylerin tekrarı... Hep başka hayaller kurarken kendimizi içine attığımız, değişmeyen tekrarlar. Yeme, yürüme, uyuma, hıçkırma, bağırma, sevişme..."
103
"Çalışmaya koyulunca, nedense benliğinin, beklediğinden daha az karşı koyduğunu farketti. Bu değişimin sebebi ne olabilirdi? Susuz kalma korkusu mu? Kadına karşı borçlu olduğunu hissetmesi mi? Yoksa çalışmanın kendi özelliğinden kaynaklanan bir şey miydi? Gerçekten de çalışma eyleminde, sonucu belirsiz bile olsa, geçip giden zamanı katlanır kılacak, insana dayanak noktası olacak bir şeyler vardı.”
114
“Emeği aşmanın yolu, yine sadece emekten geçer. Emeğin kendisine değer atfetmektense, emek yoluyla emeği aşmak. İşte bu kendini reddedişten doğan enerji, emeğin gerçek değeridir”
115
“Got a one way ticket to the blues, woo woo...
Derdin şarkıysa, buyur söyle. Ama şunu bil ki, ellerine tek yön bilet tutturulmuş olanlar o şarkıyı asla senin gibi söylemezler. Bileti tek yön olanların ayakkabı topukları, bezelye büyüklüğündeki bir çakıl taşına bile basıldığında hissedecek kadar ince olur. Artık yürümek değil, gidiş-dönüşlü yolculukların blues’unu söylemek isterler. Tek yön biletli yolculuklar, dünle bugünün, bugünle yarın arasındaki bağları koparır, hayatı paramparça ederler... Hüzünlü tek yön bilet şarkıları mırıldananlar, ancak gidiş-dönüş biletlerini çoktan cebine koymuş olanlardır. İşte bu yüzden ‘aman dönüş biletlerimizi kaybetmeyelim, çaldırmayalım’ diye; canhıraş halde, hisse senetleri alır, hayat sigortası yaptırır, bağlı oldukları sendikalarda farklı, iş yerlerinde üstlerine karşı farklı telden çalarlar. Küvet giderlerinden, tuvalet deliklerinden tırmanarak çıkan tek yön biletlerin inatçı yardım çığlıklarını duymamak için, ya televizyonun sesini açar ya da hemen tek yön biletinin blues’unu mırıldanmaya başlarlar. Mahkum edilenler, gidiş- dönüşlü blues’ları söylüyorlarsa bunda şaşılacak ne var?”
117
Kitap: Kumların Kadını- Kobe Abe
Film: Woman in the Dunes-1964
Yorum Bırakın