Kıssadan Hisse: Başkan

Kıssadan Hisse: Başkan
  • 0
    0
    0
    0
  • Üniversite, eskiye nazaran insanların daha kolay kazanabildiği bir yer haline geldi. Bu durumun en temel nedeni adım başı üniversite olması. Artık sadece üniversite çağına gelmiş insanların bulunduğu bir yer değil kampüsler. Çoğunluğu hala bu yaş kategorisi oluştursa da her yaştan insana rastlamak mümkün. Özellikle bazı bölümler yaşını almış insanların ilgisini pek ala çekebiliyor. Örnek olarak sinema bölümünü verebiliriz. Az çok film seyreden ve bu dünyanın nasıl kurulduğunu öğrenmek isteyen insanların ikinci üniversitesi olabiliyorYaşını almış üniversite öğrencileri arasında genç öğrenciler ile sağlam arkadaşlıklar kuran da oluyorakran olmadığınızı her fırsatta size hissettirende. Bu hikayemin başrolünde ise başkan var. Yaşını almış, görev aşkıyla yanıp tutuşan, sınıfın ilk ve tek başkanı…

    Üniversitenin ilk yılında kurduğumuz bir sınıf grubumuz vardı. Başlangıçta amaç sınıf grubu açmak olsa da alttan ders alan insanların grubdahil olmasıyla birlikte bölüm grubu haline geldi. Ders ile alakalı da konuşuyorduk, ders ile alakasız da. Kısacası sıradan bir sınıf grubuydu. İkinci yıla geçtiğimizde ise adını o güne kadar duymadığım başkan çıktı ortaya. Yaşını almış olmasına rağmen kendini genç hissedenlerdendi. İçinde bitmek bilmeyen bir enerji ve görev aşkı vardı. İlk tanışmamızda bizi derslere karşı ilgisizlikle suçladı. Daha ilgili olmamız gerektiğini, hocaları bizim yükseltmemiz gerektiğini söyledi. Ne anlatıyorsun bile diyemeden, bir şeyler yapacağım dedi ve gitti. Akşamında bütün derslerimize ayrı ayrı sınıf grupları açtı ve bu gruplara dahil olmamızı istedi. Ben gerek olmadığını düşündüğümden belli bir süre dahil olmadım. Fakat herkes bu gruplara girdiğinden ve dersler ile alakalı bilgiler bu gruplarda dönmeye başladığından bir süre sonra ben de dahil oldum. Bu kadar gruba gerek var mıydı(hele ki hiç kimseden böyle bir talep olmamışken), sanmıyorum. Ama açılmıştı bir kere. 

    Daha sonrasında herkesten önce derslere girmeye ve derslerle alakalı ekipmanları o kurmaya başladı. Ekipman dediğim de hoparlör ve bilgisayarı malzeme odasından alıp, sınıfa getiriyordu. Tam nedeninin hatırlayamasam da malzemelerden sorumlu kişiyle bile kavga etmiş ve bu kişiyibir hocamıza şikayet etmişti. İşin bilmediği kısmı ise malzemelerden sorumlu kişi de bir hocaydı.

    Bu süreçten sonra başkan bir süre ortalıktan kayboldu. Pek etliye sütlüye karışmadı. Sadece kısa filmler çektiğimiz uygulama dersinde bulunduğu gruba yönetmenin kendisi olması gerektiğini söyledi. Kimse onu tınlamayınca da gruptan sessiz birkaç insanı gaza verip, peşine takarak ayrı bir grup kurdu. Pek tabi o grubunda yönetmeni oldu. Bu kazandığı ilk zaferdi. Bu zaferin büyüsüne takılıp gözlerini daha büyük bir hedefe dikti. Sosyal medya grubunun başkanı olmak. Bölümümüzde herhangi bir başkanlık seçimi yoktu. Ona aday olması imkansızdı. O da grup başkanı olmak istedi. Sloganı klişe olsa da etkiliydi. “Lider olunmaz, doğulur.”.

    İlk vaadi güvenlikti. Derse katılmayan kendi tabiriyle “hayalet öğrencileri” ortadan kaldırmak istiyordu. Mahrem bilgilerimizi kimsenin bilmemesini istiyordu. Mahrem bilgilerimiz de sadece ismimiz ve profil fotoğrafımızdı. İsteğe göre bunu gizleme özelliği de mevcuttu. Ama başkanın bildiği bir şey vardır deyip, uzatmadık konuyu. Yeni kurulacak gruplara dahil olmak istiyorsak kimlik kartı gösterme zorunluluğu getirdi. Göstermez isek almayacağını söyledi. Güvenliğimiz ve birlik beraberliğimiz için gerekli olduğunu bize anlattı. “Ders hakkında düşüncelerimiz, notlarımız, bilgilerimiz, aramızda yaşadığımız fikir ayrılıkları mahrem. Mutfakta arada hararet yükselebilir ama yemekle işi olmayanın orada olması gerekmez.” Dedi başkan. Halkın az bir kısmından destek görse de bunun zor olacağını söyleyenler çoğunluktaydı. Başkan ise “ayı hedefleyin, ıskalasanız bile yıldızların arasına iniş yaparsınız” dedi.

    Hayalet öğrencileri yok ettikten sonra bir sonraki hedefinde derste çalışmayan öğrenciler vardı. Bazı öğrencileri sınıfta çöp bırakmakla, projeksiyonu çalıştırmamakla, güneşi önlemek için perde kapatmamakla suçladı. En sinir olduğu grup ise derse gelip, uyuyan öğrencilerdi. Bu öğrencileri ne kurduğu gruplarda ne de sınıfta istiyordu. Tepki koyan öğrenciler oldu. “Beğenmeyenler çıksın, burada düzeni ben kuruyorum.” dedi.  Kurmuş olduğu gruplardan atmakla tehdit etti. Tehdit sonuç vermeyince de gruptan attı. Belli bir süre gruplara mesaj yazma özelliğini kapatarak düşünce özgürlüğünü kısıtladı. Başkan artık bir iktidar oyunu oynuyor ve kaybetmek istemiyordu. Gruptan atılanlar ve başkanın siyasetini sevmeyen insanlar geçen seneki gruba dönüş yaptılar. Oradan iletişimi sürdürdüler. 

    Başkanın bu duruma da bir cevabı olacaktı. Otoritesinin düştüğünü hisseden başkan diğer grubun kurucusu ile iletişime geçti ve kimin yanında yer aldığını sordu. Amacı iktidarda kalmak olan başkan, bunun için gerekli yolu koalisyon kurmakta gördü. Diğer grup başkanı ile kuracağı koalisyon ile iktidarını sağlamlaştıracaktı. Fakat diğer grubun kurucusu başkanın nasıl bir kafa yaşadığını anlamadığından “ne anlatıyorsun abi?” diyerek konuyu kapattı. 

    Başkanın yaşı gereği şu an kaldığı apartmanda yöneticiliğe aday olması gerekiyordu. Fakat hala bir okulda olduğundan dolayı bu pek mümkün değil. Bundandır ki apartmanda yöneticilik yapmadığı için sınıf grubunda yöneticilik yapmak istedi. Ama başarılı olamadı. Gerçi neticede başkan, elbette bir B planı vardır. İzleyip, göreceğiz.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.