KABUL GÖREN BİR İSTİFA

KABUL GÖREN BİR İSTİFA
  • 1
    0
    0
    0
  • Dudağının ucunda tutuşmuş kelimelerle uyandığın zifir bir sabahı düşün . Ruhunun alevi , güneşin kızıl parlamasından önce yanmış , diyeceklerin birkaç yıllık gecenin koynundan kaçmışçasına . Tuhaf bir diyarın susuz kalmış topraklarından varmışsın bugüne . Dilinde garip bir acı tat , içinde közlenmiş duyguların ardında bıraktığı külsü hissiyat . Rüyalarına bile düşmeyen garip maneviyat , ruhunun kayıp hazinesi . Sandığına birkaç parça değerli eklemek adına attığın her adımda , bir çukurun dibine daldığın garip bir başarısızlık . Birkaç sahnelik suni haz için yuvarlanmış kadehlerin , dibinde kalmış garip yorgun bakışlar ve iç dünyana oturan tuhaf ağırlık . Hissedebiliyor musun yüce diyarın kudreti ? Nedir bu durumun tanımı senin gözünde ? Ben bir şey göremiyorum önümde . Sığınacak bir af ya da bağışlanacak tuhaf bir an . Yaşanacak bir dal , çiçeğinden sıyrılıp olgunlaşmış günahkar bir meyve . Ne sevabın bir tadı var nezdinde ne de günahın . Sıkıştığım bir kozanın içinde binlerce huzursuz duygunun tacizinde ruhum . Anlıyor musun peki biraz da olsa ? Daha aşağılık olmanın verdiği bu garip hissi ? Her şeyin en yüce sınırından sıyrılmış olmanın , insana verdiği bu garip lekeyi ? Tuhaf sularda yüzmek gibi hissettiriyor tamamen . Kulaçlarının ardında , bir kıyıya varma düşüncesi ve hak edişi barındırırken , önünde garip bir belirsizlik uzayıp gidiyor ve bir süre sonra olduğun yerin daha da dibine doğru çökmeyi bekliyorsun . Boğuluyorsun yavaşça , seni orada bırakan koca bir hayat var ve sövdüğünde ayıbı sana yıkılıyor . Çürümenin günahı meyveden sorulur  ve meyve vermeyen ağaç taşlanır . Peki ya çürümenin bıraktığı acı ? Peki ya meyvesiz kalmış bir ağacın yalnızlığı ? Bunca ağırlık bazında daha da dibe çekilmenin bıraktığı yorgunluğu görebiliyor musun gözlerimde ? Kafesin dar sevgili tanrı ve dünyan geniş . Beni hapsettiğin bu ücra köşede , dışarıda büyüyen uçsuz bucaksız keşfi merak ediyorum . Ancak ufacık bir pencere haricinde bir yudum nefesi önümden savurup alıyorsun kimi zaman . Hastalıklı bir hücre gibi bozuluyorum sana . Sen beni çoktan attın ama ben seni aşamıyorum . Oyunun büyüğü sensin ve ben , ipleriyle bir köşeye itilmiş izahsız bir kukla gibi seyrediyorum sahneni . Nedir olayı buncasının söyle hadi ! Dibini sıyırdığım bunca karanlığın da bir tadı kalmadı çok şükür . Faydasız ki ne faydasız . Beni her şeyden uzaklaştırdıktan sonra , zamanın çengeline asıp öylece mevsimlerin önünde sergilemen çok gaddarca . Onca duygusuz arasına işlediğin bu garip ruh çok fazla . Ben taşımakta güçlük çekiyorum yok mu seçeneklerin arasında kabullenilmiş bir istifa ?


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.