Ağladın, evin üstünden yüzlerce ışık yansıyordu
Ağladın, ellerimi yüzüne tutarak ağladın
Yalnız bir kaç damla
Yalnız bir kaç ışık
Sözlükten boşanırcasına ağladın
Kelimelerle ağladın
Saç diplerinle ağladın
Tırnak uçlarınla ağladın
Tüm o kelimelerin etimolojik anlamlarının yanı sıra ağladın
Çok sesli koroların ortasında öpüşür gibi ağladın
Yalnızca bir kaç saniye
Yalnızca bir kaç ışık
Yer döşemelerinden sızdı sözlerim
Odaya karıştı
Mor döşemeli koltuklara gömülmedim bu defa
Evin üstünden bir şeyler uçtu
Sırasıyla çatı, koltuklar ve perdeler
Sonra biz uçtuk
Evde yüzlerce ışık huzmesinin yansıması
Biz uçtuk
Çelik konstrüksüyonlar sökülene kadar uçtuk
Evde yüzlerce ışık huzmesinin yansıması
Sen bakma benim sızlanmalarıma
Döşemeler biraz mütedeyyin kaçabilir sızmak için
Evet bazı günler orta doğu siyaseti uzmanıyımdır
Orta doğunun bir siyaseti yoktur çünki sevgilim
Onların bayramları vardır, halvetleri vardır, siklerinden hallice yemekleri vardır
Ve biz sevgilim farsi dinleriz
Ve biz sevgilim diye doğrulayabilirim tüm öncüllerimi
Ve sen
Ve ben
Olursak orta doğuya döneceğim
Ortasından doğuya kadar delişmen atlar süreceğim
Tenimi karartıp kaybolacağım
Ellerimi biriktiren sayfalar
Neşenin imalatını savunan kollarınla buluşacak
Noam Chomsky öldü bugün
Ya da dün
Biz ki gövermeye başlayınca imalathanelerimiz
Chomsky’i anacağız
Ve demirden bir bavulla taşıyacağız masumiyet karinesi ifadelerinizi
Size tiratlar sunacağız
Göğü aşan uğultulu seslerimizle
Birbiri üstüne inşa edilen sular olsa da
Kaybettiğimize yanacağız
Takdiri hüdayı beşerle bozan tabiat
Sana da yanacağız
Protestan hüzünlerle besleyeceğiz açlıktan sızlayan memelerinizi
Yürürsek eğer tabiatın üstüne bir yağmur delecek göğü
Potinden, babetten ve bolerodan bahsedilen gezintilere çıkacağız
Bir hiç uğruna mı ağladı toprak
Göğü yükseltecek memeler boşuna mı sızladı
Bir anlaşma mı istersiniz tüm bunların yanı sıra
Verin o zaman tüm yakılacak belgelerinizi
Tüm o seramik işlemeli evyelerinizi
Terk ettiğiniz yaldız işlemeli koltuklarınızı
Sarı saman kağıdına yazılan bir bedel biliyoruz
İçi perişan, öksüz ve çığırtkan
Sorular soruyoruz yakına bir tarif giydirebilmek için
Bir elbise diktiriyoruz sağaltıcı yankımıza
Ezbere, sıradan ve Angora bir kumaştan.
Nazım’dan sonra okuduğum her satırında, Bir nakış gibi işlenen, kelimelere bir hece demircisi gibi şekillendirmeniz olağan üstü.. Teşekkür ederim.