Nefessiz kaldı açık olsa da pencereler
Bacaklarında sızı, düşüktü omuzları
Göğsü yangın yeri
Yanıyor cayır cayır
Çocukluk özlemi düşüyor içine
Umarsızca koştururdu bomboş sokaklarda
Hissettikleri yer değiştirir
Bazen hissettikleri şeyler değişirdi.
Bir Haziran akşamı, yaz yağmurları altında
Demirden kirpik, kilden gözyaşları
İnci taneleri kadar zarif ruhunda
Bağırdı, bağrında türküleri.
Dolaşalım bu gezegende nefes almadan.
İnan bana zehrem, duymayacak kimseler.
Doğacak çocukların ahında
Merceklenecek tane tane gerçeklik.
Bir noktadan daha çok ve aynı noktadan daha eksik
Yüzyıllar boyunca sürecek bu türkü
Yankıların ulaşacak dağlara
Ancak bambaşka sesler öldürecek seni.
Kadife bir döngüye katılacak bütün hikayeler.
Mutlu olmayacak pek.
Çünkü mutlu şiir okunmaz zehrem.
Toprak olacaksın bilinmez bir anda.
Sen çok mutlu bir şiir olarak öleceksin.
Kimseler okumak istemez seni benden başka.
Yeraltında devam edecek yarım kalan mücadelen.
Sesin yankılardan arınıp
Can yakan bir manifestoya dönüşecek.
Haydi tut nefesini sonsuzluğa.
Yorum Bırakın