Üretim Ekosistemi

Üretim Ekosistemi
  • 0
    0
    0
    1


  • İnsanlar, toplu olarak yaşamaya başladıktan sonra ihtiyaçları artmıştır. Günümüzde sayıları çok az olsa da, halen hayvancılık yaparak göçebe olarak yaşayan insanlar var. Göçebe yaşayan insanların ihtiyaçları, kalabalık şehirlerde yaşayan insanlarınkinden çok daha azdır. Hayvancılık yaparak göçebe yaşayan insanların ihtiyaçları sınırlıdır; fakat şehirlerde yaşayan insanların ihtiyaçları sınırsızdır.


    Bu sınırsız ihtiyaçlar, bir tüketim ekonomisi oluşturmakla birlikte, eğer yeteri kadar çaba sarf edilirse, üretim ekonomisine de dönüşebilir. Zira üretim, ihtiyaçlardan doğar. Şehirlerde yaşayan insanların ihtiyaçları sınırsızdır; bu sınırsız ihtiyaçlar, sürekli yeni ihtiyaçları doğurur. Bu da, yeterince çaba sarf etmiş olan bazı şehirlilerin yeni şeyler icat ederek, tüketilecek yeni ürün ve hizmetler bulmasına neden olur. Bu durum, ekonomik kalkınmayı tetikler.


    Şehir ölçeğinden taşarak, dünya ölçeğinde yaşayan bilinçli bir insan, başka ülkelerde yaşayan insanların da hayatını etkileyecek ürün ve hizmetler üretme potansiyeline sahiptir. Aynı kişiyi, yaşadığı şehir ve topluluktan koparıp kırsalda yaşayan göçebelerin şartlarına maruz bırakırsanız, olaylara yaklaşımı, hayvancılık yapan bir göçebeyle benzeşmeye başlar.


    Yani aslında üretim, çevre koşulları ile direkt alakalıdır. Kişi, etrafındakilerin ortalamasıdır. Eğer bir kişinin etrafındakiler, üretim ekonomisine katkı sağlayanlardan oluşuyorsa, o kişi de kendi becerisi oranında üretken olur.


    Düşünce, üstüne gidildikçe gelişir ve bir süre sonra yetkinleşir.

    İnsan, kendisini anladıkça ötekini; ötekini anladıkça kendisini anlamaya başlar.

    Ve farkında olmadığı şeyler bir bir ona açılmaya başlar.

    Ölçeği genişledikçe, üretim proseslerine dahil olan insanlar işte bunlardır. Ölçekleri geliştikçe, daha önce ihtiyaç duymadıkları ürün ve hizmetlerin alıcısı olmaya başlarlar. Fakat hiçbir ürün ve hizmet ihtiyacı karşılamada yüzde yüz başarılı değildir.


    İşte bu küçük başarısız aralığı, zeki insanlar fark ederek yeni ürün ve hizmetler üretirler. Üretken insanların üretkenliği, tüketirken oluşan zeminde kök salıp gelişir. Yetkinleşince, ayrıntı ve yetersizlikleri fark ederek, ihtiyaçlara yönelik yeni bir yaklaşım geliştirirler.

    Dördüncü Sanayi Devrimi olan dijital çağda, yeterince tüketici olmayan hiç kimse üretici de olamaz. Anlaşılmayan hiçbir şeye yenilik eklenemez


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.