Amadeus: Zamanın Ötesinden Bir Çığlık
Sanatın en derin yaralara dokunuşunu, görkemli bir tiyatro sahnesinde yeniden hissetmeye cesaretiniz var mı? “Amadeus” Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde perde araladı ve bizlere sıradan bir tiyatro deneyiminden çok daha fazlasını sunuyor. Duygularınıza dokunacak, aklınızda yankılanacak bu efsanevi eser, çağını aşan mesajları ve görkemli sunumuyla büyüleyici bir deneyim vadediyor. Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu ile PIU Entertainment’ın bir araya getirdiği bu dev prodüksiyon, tiyatro sahnesinde çıtaları yeniden belirliyor.
Mozart’ın fırtınalarla dolu hayatına ve Tanrı vergisi dehasına, Salieri’nin kıskançlık ve hayranlıkla harmanlanmış gözleriyle bakıyoruz. “Amadeus” sadece iki dehanın hikâyesini anlatmıyor, şans ve yeteneğin adaletsiz dünyasında insan ruhunun en karanlık köşelerine de ışık tutuyor. Salieri’nin, Mozart’ı Tanrı’nın bir hediyesi olarak görüp aynı zamanda bu hediyeye duyduğu hınçla savaşı, bizleri derin bir duygusal fırtınaya sürüklüyor. Tanrı’ya sitem eden Salieri ve Tanrı’nın şımarık bir çocuğu gibi görülen Mozart arasındaki bu savaş, sadece bir hikâye değil, sanatın ve insanın hesaplaşmasına dair bir sorgulama.
Tiyatro sahnesinde, 18. yüzyılın ihtişamını bu kadar derinden hissetmek gerçekten nadir bir deneyim. Gösterinin her detayı, dönemin atmosferini canlı kılarken balolar, işlemeli kostümler ve Mozart’ın notalarından dökülen melodiler ile biz seyirciler o anda sadece izleyen değil adeta yaşayanlardık. Selçuk Yöntem’in Salieri karakterine büyük bir derinlik kattığı ise su götürmez bir gerçek. Oynadığı her sahnede, Salieri’nin çaresizliğini ve kıskançlığını hissetmek mümkün. Onun performansı bizi karakterle empati kurmaya zorluyor, bir yandan ona şefkat duyarken diğer yandan yaptıklarını anlamlandırmakta güçlük çekiyoruz. Tansu Biçer ise Mozart’ı sıradan bir figür olmaktan çıkarıp sahnenin en parlayan yıldızına dönüştürmüş ve onun sahneye getirdiği çocuksu enerji, dehasını daha da belirgin kılmış. Dilan Çiçek Deniz’in Constanze yorumu ise tam bir zarafet ve cesaret portresi.
Bu oyunu izlemek, bir sanat eserine sırf bakıp geçmek değil, onun içine sıçrayıp kaybolmak gibi. Mozart’ın notaları sahneyi doldururken hikâyenin duygusal dalgalanmaları biz seyircileri fazlasıyla büyüledi. Gösterinin sonunda, sanatın gerçek anlamını sorgulamadan salondan çıkmak mümkün değil.
“Amadeus” benim için bir tiyatro oyunu olmanın çok ötesinde, yaşamı yeniden anlamlandıran bir yolculuktu. Salieri’nin Tanrı’yla hesaplaşmasını izlerken, kıskançlık ve yetersizlik hislerinin ne kadar insani olduğunu fark ettim. En etkileyici anlardan biri, Salieri’nin müzik hakkındaki tutkusunu dile getirmesiydi. Onun Tanrı’yla hesaplaşması sırasında, bir melodinin gücünü ve sanatın insan üzerindeki derin etkisini hissettim. Müzik, Salieri’nin hem en büyük tutkusu hem de en yıkıcı laneti hâline gelmişti. Bu anlar, kelimenin tam anlamıyla sahnede çıplak bir iç hesaplaşmanın büyüleyici atmosferiydi.
Dehanın zarafeti ile kıskançlığın acımasızlığı çarpışırken “Amadeus” insan ruhunun derinliklerine ışık tutarak sanatın ölümsüz gücünü bir kez daha hatırlatıyor. Eğer hâlâ bu efsanevi eseri izlemediyseniz hemen biletinizi alın, bu ölümsüz hikâyeye tanıklık edin ve sanatın o tarifsiz yankısını yüreğinizde hissetmeye hazır olun.
Künye
Yazan: Peter Shaffer
Yönetmen: Işıl Kasapoğlu
Oyuncular:
Mozart: Tansu Biçer
Salieri: Selçuk Yöntem
Constanze: Dilan Çiçek Deniz
Mekan: Zorlu PSM Turkcell Sahnesi
Kadro: 70 kişilik dev ekip
Yıllardır sanata, edebiyata, tiyatroya olan tutkum hiç değişmedi. 2024-2025 Tiyatro Sezonu'nu bu yıl kendi adıma bu muhteşem oyunla açtım. Eylül 2024'te Zorlu PSM'de izlediğim "AMADEUS" gerçekten bir başyapıttı.