Tahammül ve Tahakküm

Tahammül ve Tahakküm
  • 0
    0
    0
    0
  •  

        Zayıf bir ihtimal olmuş olmalı ki bazı şeyler için ne kadar can yakılsa o kadar içi soğuyacaktı. Yazdığından bağımsız düşünce suçu işlememek için bu yazıt anlaşılır olacaktı. Anlaşılır olmak için ise söylenenler kısa yoldan bağlanmamalıymış. Anlaşılan, anlaşılır kalmak bir süreklilikmiş. Belli ki bu ucuz yollu galibiyet için bu gerekliymiş. Bu yol, insanın başına öylesine gelmez. Hoş, bu süreç içinde doğacak marazdan ben sorumlu tutulmamalıydım. Yalnızca bir yolu aydınlatmakken tüm gücü sokak lambasının, oturup şiir yazmasak da ağıt dökmesek de yanacaktı.


      Efendime daha ne kadar söyleyeyim, meselenin aslında asıl meseleden bağlamsız olduğunu. Evine yetiştiren arabacı değil, arabanın kendisidir. Zira aynı şarkının nakaratında hep aynı sözler var diye, farklı anlamlar olamayacak değil ya. Ben şimdi düşünüyorum, bu kelimeye kadar yazılan tüm kelimeleri çıkarsam veyahut ters çevirsem yine de aynı derecede anlaşılır olmayacak mıyım? İtiraz etmeye hakkımız kalmadı. Baştan kabul ettiğimiz her şey zaten peşinen can yakmaya devam edecekti. O halde bir gaye ve bir çare gerekti. Bu bir gereklilik değil, emir kipidir.


      O halde hikayelerin en azından seslerini kısabilmek için neyi yakmalıyız? Ama her halükarda azalan tahammül seviyesi değil. Yani kabaca onun azalmak ya da artmakla çok bir derdi yok. Belli ki tüm mesele bedidâr olanın tecellisini doğru tahayyül etmek. Yanlış anlaşılmasın, yazıyı fazla kelimeye boğma girişimi değildir bu üç kelime. Ve keşke bu karar gibi aslında basit birkaç kelimeyi daha kullandığımızda ve tıpkı hala aşktan derin yara olarak bahsettiğimizde, geri kafalı yaftası vurulmasaydı.
    Tüm meydanlar sizin gibilerle dolu. Bu yüzden öteki demenin can bozuculuğundan çıkarak ayağa kalkıp yol almak lazım gelmişti. Oldurmadan olacakların korkusunu yaşıyor olanlar az değiller. Kendi benliğini susturarak ortaya konan küçük başarımsı parçacıkları en güzelinden servis etmeyi kendilerine rol edinen kişilere ne dersek diyelim, en nihayetinde kayıtsız kalacaklar yine onlar. Hiç olmazsa kendimizi paralamadık demeyiz. Ne işe yarayacaksa?


    İmla hataları inanılmaz korkuları hak getire. Yazık bunca dökülmüş saydığımız gözyaşına. Nerede tuttuğumuz belli olmasa da belirli sancakları yakıp yıkmadan savaş kazanılmış sayılmaz.


    Altı üstü birkaç yaşam yanlışı.
    Kıyafetsiz.
    Balığa gitmeyi unutmuş.
    Komşuların bahçesinden çık artık.
    Kirli kirli
    Beyaz beyaz
    En ak yerinden; vurulmuş.

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.