İnanç ve İdeoloji Birliği mi Yoksa Gelir Seviyesi mi?

İnanç ve İdeoloji Birliği mi Yoksa Gelir Seviyesi mi?
  • 0
    0
    0
    0
  • Sosyal medya hesaplarından büyük bir istekle servis edilen doğum günü, nişan, düğün, sünnet düğünü ve çeşitli kutlamalarda içine girdikleri şekil sebebiyle başörtülü modeller, hem ayıplanmaya hem de alaya alınmaya başlandı. Elbette herkes, abartılı şeyler yaparak kendisinde eksik kalmış tarafları kapatma girişiminde bulunabilir. Ancak başörtü faktörü, geri kalmış kimliklerin dışa vurduğu abartılı davranışların dine mal edilmesine sebep oluyor. Bu, haksız olduğu kadar haklı bir yaklaşım.


    Ancak olaya dış görünüş üzerinden değil de sosyolojik olarak yaklaştığımızda olup biteni doğru kavrayabiliriz. Olay, din görünümlü olsa bile aslında değil. Toplumu şekillendiren şey üretimdir; davranışları belirleyen ise üretim süreçlerine ne oranda dahil olunup ne kadar kazanıldığıdır.


    Mesela üst gelir grubundan değişik inanç ve ideolojilere sahip insanların aynı davranışları sergilediğini ve beraber vakit geçirdiğini gözlemleriz. Alt gelir grubuna mensup dinci veya dindar kadınların çarşaf giymeleri yaygınken, üst gelir grubunda (istisnalar olsa bile) çarşaf giyimi görülmez. Baş kapalı olsa bile giyim kuşam modaya uygundur. Aynı şey cübbe ile sarık içinde geçerlidir. Yani genelde insanların davranışlarını belirleyen şey inanç ve ideoloji değil, sosyoekonomik seviyesidir.


    Biraz daha somutlaştırmak gerekirse; sosyal medyada ellerinde şampanya kadehleriyle, içinde vişne suyu olan pozlar verenler orta gelir grubuna aittir. Bu kesim, üst gelir grubuna uzak oldukları kadar alt gelir grubuna da uzaktır. Orta gelir grubuna ait bu sınıf, seküler denklerinin yaptığı her davranışı sergiler. Aradaki fark belki alkolü açıktan tüketmemeleridir. Bunun dışında seküler orta gelirliler ile muhafazakâr orta gelirliler aynı şeyleri yaparak eğlenirler. Zevkleri birbirinin aynısıdır; bazen eğlence araçları değişir.


    Yani her gelir grubu kendi sosyal sınıfını oluşturur. Bu sosyal sınıflar, değişik inanç ve ideolojilere sahip olsalar bile denkliği dikeyde (fikir birliğinde) değil, yatayda (sosyoekonomik seviyede) ararlar. Bu sebeple ateist bir fakir ile muhafazakar bir fakiri herhangi bir etkinlikte bir arada görebilirsiniz. Ancak zengin bir ateist ile fakir bir ateisti bir arada herhangi bir aktivite yaparken göremezsiniz. Ayrıca, fakirin ateist olması da pek mümkün değildir; çünkü fakir birinin önceliği, inanıp inanmayacağı şeyi araştırmak olamaz; daha hayati ihtiyaçları vardır.

    Fakirlerin inanç ya da ideolojiye dair eğilimleri daha çok gelenek ve taklide dayanır; bilinçli bir tercih değildir..


    Neticede bireysel iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla net biçimde ortaya çıkan şey şudur: Başörtüsüyle gösterişli kutlama ve aktiviteler yapanlar, muhafazakârlığın orta sınıfına mensup olanların davranışlarını sergiliyor.

    Din veya ideoloji yönelimleri aynı olan fakir, orta sınıf ve zenginlerde davranış birliğini arıyorsanız bulamazsınız. Davranışları belirleyen şey, dikeydeki fikir birliği değil, yataydaki gelir seviyesidir.


    Abartılı şov ve gösterişli aktivitelerin içinde başörtüsü olsa bile, işin din ile bir ilgisi yoktur.



    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.