Çok özledim seni. Belki seni sevmek yerine biraz da güven verseydim, böyle olmazdı sonumuz. Yokluğunda her anım seni düşünerek geçiyordu. Sosyal medya hesaplarındaki fotoğraflarından hasret giderecek kadar içine düşmüştüm ama bunu ifade etmekte zorlanıyordum.
Hazırcevap olamadım hiçbir zaman. O an konuşulanı bir gün sonra masaya yatırır, tekrar tekrar tüm yönleriyle düşünen bir yapım vardı. Bu da beni sana kaybettiren bir tarafımdı. Hepsi o da değildi. Tutardım kendimi; dokunmaktı sevgi dilim. Bir yol bulup dokunamadım. Parmaklarım yumuldu ceplerimde hep.
Seni, sensizken daha çok sevdim. Derin düşler kurdum, hiçbirine ben bile ikna olmamışken… Gelmedin benimle diye kınayamam seni. Güven vermiyordum. Yaşadığım zaman ile doğru ilişki kurup nerede yer almam gerektiğini bilmeyen milyonlardan biriydim. Bugün hâlâ böyleyim. Dün nerede dursaydım doğru olurdu, onu biliyorum artık. Lakin bugün durduğum yerin doğru olduğundan şüphelerim var. Yani hâlâ güven veren birisi değilim. Geçmişteki benle aramdaki tek fark, artık şarkı ve şiirlerde aramıyorum kendimi. Yazabiliyorum sevgiyle özlemlerimi.
Geçmişteki ben gibi başkaları arayacak kendini yazdıklarımda. Fakat bunun ne bana ne sana ne de bize bir faydası olacak. Sen benden daha cesur bir insan olmalısın ki yaşayarak öğrendin mutsuzluğu. Milyonlarca hemcinsin gibi mutluymuş gibi yaparak yüzleşmek yerine kandırabilirdin kendini. Girdiğin savaşlarda cephelerden çekile çekile kaybettin. Benim gibi hiç olmazsa edebiyatını yapmadın hayatın. Benimkisi çocukça: Hiçbir şey yaşamadan anlamaya çalışıyorum her şeyi. Tecrübenin yaşamaktan ileri geldiğini bildiğim hâlde...
Bir kamu spotu gibi hissediyorum kendimi: Başkalarına fayda sağlarken ondan mahrum olan bir drama gibi yazdığım her şey… Oysa gerçekleştirmek için kendimizi ihtiyacımız vardı birbirimize. Bu, bugün çok daha net. Kimlik sorunlarımız varken birlikteydik, kendimizi bulduğumuzda ise ayrı. Bu nasıl bir bahtsızlık?
Oysa ben seninleyken kendime yürüyecektim, sen de benimleyken kendine... Kaybedeni olmayan mutlu bir yolculuğa çıkmak yerine çıkmaz bir sokakta, limandaki batık bir gemi gibi demir attım negatif sulara. Batık gemilerin yüzme olasılığı, benim yeni bir başlangıç yapma ihtimalimden daha fazla.
Aldığı riskle gittiği yolda çok yıpranarak çıkmış olan seninle bugün eşitiz. Aynıyız. Ayrı olsak da ben hâlâ seviyorum geçmişteki o kimlik sorunu yaşayan, toy halini.
Yorum Bırakın