farkında olmadan
içimde bir sevda büyütüyorum
git gel
git gel
suluyorum seni
boynunu bükünce üzülüyorum
bahçenin en güneş alan yerine ektim
ki yeşersin bittiği yerden hayat
yaşanacak uzun yılları
sana ayırdım
iyi bakıyorum ya sana
müsterih olunuz efendi
her sabah mutlaka suluyorum
konuşuyorum
ne bildiysem
ne öğrendiysem mahlukattan
bir bir anlatıyorum sana
bulutun şekli şimdi bir ördek
gibi
zeytin çekirdeğini gömersen toprağa
belki ağaç çıkar bir gün
gibi
umut her şeyidir insanın
gibi
diğer bitkiler
yüzüme bakmıyor
kendi yüzümü sakladım güneşten
hepsi sana kalsın
sende olan benim umudum olsun
sende olan benim sebebim olsun
sende olan ben de olayım
(istiyorum)
tohum tutunsun toprağa
ışık sızsın göz kapaklarına
ne bir emek
ne bir cefa
köklerinden anla
öyle çabasız öyle sıradan bir anda
nasıl büyür bir sevda
büsbütün nüfuz etsin kalbine
anla
sırra eriş
kavra
böyle derince
böyle hoyrat
böyle zalim
incecik bir fidanken
henüz daha
kırılgan bir fidan
narin
kuş çarpsa soluğu kesilecek
böcek kemirse
telef olacak
tesadüf eseri temas etsen
yanacak
her şeye ilk günkü kadar
muhtaç
bir bebeğin doğumu
ilk adımları
mamaları, gülüşleri, kokuları
dünya ondan habersiz dönüyor
galaksiler hükmünü sürmekte
yıldızlar izin almadan parlıyor
güneşin tüm bu olanlardan
umru ne
bir bebek çaresizliği işte biraz
bir bebekçesine
muhtaç
ellerini çekme üzerinden
düştüğü gibi savrulur
biraz eğilse boynu
meyleder kırılıp değmeye toprağa
gözlerini çekme üstünden
saçları karışır yokluğa
izleri silinir
varlığı yoksunlaşır
ekmeği fakirleşir
esvabı yırtılır
yaprağını kurt sarar
ve bende
mutlaka kahrolurum
Yorum Bırakın