Isaac Asimov’un Vakıf Serisi, yalnızca bilimkurgu edebiyatının değil, insanlık düşüncesinin de en büyük ütopya ve distopya sentezlerinden biridir. Apple TV’nin 2021’de başlattığı Foundation dizisi ise bu külliyatı görsel bir dünyaya taşımaya çalışır. Asimov’un romanlarında gerilim, çoğu zaman aksiyonla değil; düşünce çatışmaları, mantıksal hamleler ve tarihsel zorunlulukların kaçınılmazlığı ile kuruluyordu. Dizi ise bu soyut çatışmaları dramatik öğelerle, karakter merkezli ve aksiyon dolu bir kurguya dönüştürdü.
Seride kahramanlar çoğu zaman bir araçtır. Dizi ise bu noktada tam bir ters köşe yapmıştır. Cleon Hanedanı ve genetik klonlar dizide kurgulanmış bir yeniliktir, kitaplarda yoktur. Salvor Hardin ve Gaal Dornick gibi isimler de dizide bambaşka özellikler kazanır; bireysel yolculukları ve aşkları ile merkezde dururlar. Kitapların merkezinde “psikotarih” bilimi ve tarihsel determinizm vardır. Dizi ise bunun tam aksini yapar. Bireyin seçimi ve kahramanın iradesi öne çıkar.
Hari Seldon, Salvor Hardin ya da Hober Mallow; bireysel kahramanlıklarından çok tarihin akışı içindeki işlevleriyle öne çıkar. Asimov, karakterleri duygusal derinlikten arındırarak Vakıf döneminin tarihsel figürleri konumuna yerleştirir. Bu noktada dizi, Asimov’un determinist vizyonuna kısmen ters düşer. Asimov’un zekası ekranda tam anlamıyla canlanamayacaktır. Ama dizinin yaptığı Vakıf’ın ruhunu yeni bir kitleyle buluşturmaktı.
İlk kitap olan 'Vakıf'ta Gaal Dornick bir gölge karakter gibidir, dizide ise ana karakterlerden biridir. Salvor Hardin ise Vakıf'ın ana gezegeni olan Terminus'un belediye başkanıdır. Daha çok siyasi bir zeka örneğiyken dizide neredeyse bir aksiyon kahramanı ve Gaal Dornick ile Rayce Seldon'un kızı olarak betimlenir. En ilginç kısım ise Cleon hanedanını işlemesidir. Sürekli tekrar eden genetik imparatorluk, tarihin tekdüzeliğini çok güzel sembolize ediyor. Aynı yüz, aynı taht, aynı kibir ve daimi başbakanları Demerzel... Asimov’un metninde bulamayacağımız ama dizide karşımıza çıkan bir durumdur. İşte bu değişim Vakıf serisini gözden geçirdiğimizde tam bir kırılma yaratır.
Belki Vakıf serisi tam olarak ekrana taşınamayacak. Fakat Asimov, evrenin akışını anlamayı; dizi ise o akıştaki insan yüzünü görmeyi hatırlattı. İki eserde aynı evrenin farklı pencereleri olarak düşünülebilir. Belki de bu yüzden, Vakıf’ın evreni benim için tükenmiyor. Hem okuyorum, hem izliyorum. Hem de her defasında yeniden düşünüyorum.
Yorum Bırakın