Açlık Oyunları'nın açtığı yolda ilerleyen Uyumsuz (Divergent) , fraksiyonlara bölünmüş bir toplumda özgürlük mücadelesini tercih edip uyumsuz kalmayı tercih eden bir gencin hikayesini ele alır.
Ancak film, kimi eleştirmenlerce, özgürlüğün başkaldırısı değil, popüler trendin basit bir tekrarıydı.
Distopyaların Altın Çağı
2010'lu yıllar, gençlik distopyalarının altın çağı olarak geçti. Açlık Oyunları ile başlayan dalga, toplumsal düzenin genç kahramanlar tarafından sorgulandığı evrenlere olan ilgiyi büyüttü. Bu furyanın en iddialı yapıtlarından birisi de Veronica Roth'un romanından uyarlanan, yönetmenliğinin Neil Burger'ın üstlendiği 2014 tarihli Uyumsuz filmi oldu.
Gençler İçin Bir Kimlik Hikayesi
Uyumsuz filmi, gençler için yalnızca bir aksiyon filmi değil aynı zamanda kimlik arayışının bir sembolü oldu.
Tris karakteri, toplumun dayattığı baskılara rağmen kendi ışığını keşfedip kendi yolunu çizen bir ikon olarak geniş kitlelere ilham kaynağı oldu.
Tüketilen Trend: Klişeler
Ancak film, sinema eleştirmenlerinin gözünde aynı ölçüde parlamadı. Birçok yorumcuya göre Uyumsuz, Açlık Oyunları’nın yarattığı formülü yeniden üreten, sürprizden uzak ve öngörülebilir bir yapımdı. Fraksiyon sistemi, ilginç bir alegori sunmasına rağmen yeterince derin işlenmedi. Kate Winslet gibi güçlü oyuncuların varlığı bile, hikâyedeki basit antagonizmi kurtaramadı. Serinin devam filmleri (Kuralsız, Yandaş) de giderek düşen tempo ve klişe senaryolar yüzünden popülerlikte ivme kaybetti. Hatta son filmin beyazperdeye çıkamaması, trendin nasıl hızla tükendiğinin çarpıcı bir göstergesiydi.
Popüler Kültürün Aynası
Yine de “Uyumsuz”u yalnızca tüketilen bir trend olarak görmek eksik olur. Film, toplumun bireyleri etiketlere hapsetme eğilimini, farklı olanı yok etme arzusunu güçlü bir şekilde yansıtıyor. Özellikle sosyal medya çağında, “hangi gruba ait olduğunu” tanımlamak zorunda kalan gençlerin dünyasında bu mesaj hâlâ yankı buluyor. Uyumsuzlar, modern bireyin “etiketlenmeye” karşı verdiği özgürlük mücadelesinin sinemadaki simgelerinden biri olarak okunabilir.
Sonuç olarak ;
Uyumsuz, gençlik distopyalarının parlak bir temsilcisi olarak popüler kültürde unutulmaz bir iz bıraktı; fakat aynı zamanda hızla tüketilen trendlerin kurbanı oldu. Bir yandan özgür ruhların hikâyesiyle gençlere ilham verirken, diğer yandan klişe senaryosu ve gölgesinde kaldığı büyük yapımlar yüzünden “parlayan yıldız mı, tüketilen trend mi?” sorusunun cevabını izleyicinin algısına bıraktı.
İzlemediyseniz, izlemenizi tavsiye ederim.
Bilgi ve sevgiyle kalın.
Yorum Bırakın