bir trende giderken uçsuz bucaksız bir denizin, güneş ışığıyla bu kadar barışık olmasına anlam veremedim. Hiç böyle hissetmişmiydim diye kendi kendime sorarken içten içe gözlerimi alamadığım bir ana denk geliyorum,içimdeki bana ait alana bakıyorum,etrafta kimse yok her yerin darmadağın olduğunu gördükçe kimse yokken soruların,cevapların ,yanlış bir sürü olduğum andan sıyrıldığımı sandığım bir şeyin ortasındayım hayır hayır orası benim yarattığım, etrafımda var etmek istediğim insanların,nesnelerin ve bir sürü anların oluş şekli,elimde sigaramla tanıdığım yüzün silikleşmesinin verdiği huzuru hissettiğimi düşünürken aslında bildiğim duyguları ,öğrendiğim duyguları unuttuğumu gördüm.İçimdeki o huzurun kahkahası birden kuyudan gelir gibi yankılı bir hâl aldı.İrkildiğimi sandığım aslında kendime gelişimdi,savaş alanı diyorum şu an ama daha öncesinde benim yarattığım,güzel gördüğüm bir alandı nasıl olduysa bir zamandan sonra savaş alanına döndü anılarım,var ettiklerim,inanışlarım…
Defalarca sayıkladım orada tam başlangıç noktasında ‘hayatımın en mutlu olduğum anıymış”diyeceğim bir şey bulamadım Bildiğim,hissedebileceğim şeyler arasında bu yoktu,ne vardı bende ? Ya da ne kaldı bende,hey sen kendinde misin ? Sen sende var mısın ? Orada mısın ? İyi misin ? Kendime gelmem uzun oldu derken hissettiğim duygunun ağırlığını kenara koyup yarattığım yaşam alanımda kendime ait güzel bir şey aradım,elimde kalan tek şeyin “hatırlamamanın yerin dibine çeker gibi verdiği his kaldı” bana,o an ellerim yüzümü yırtacak şekilde geziniyor nefesim sanki bedenimde değil karşımda yüzüme üflüyor gibi... Heeey var olduğunu sandığım insanlar,anlar,varoluşlar,kahkahalar,sesler var mısınız bir köşede yoksa sizi görmeyen ben miyim..
kendime mi düzen vermeliyim,yoksa o bana ait alandan karmaşık duygularımı harmanlayıp gitmeli miyim ?


Yorum Bırakın