1- The Cup
1998 yılında Fransa'da düzenlenen Dünya Kupası finallerini izlemek için Tibetli iki mülteci gencin, yerleştiği manastıra televizyon aldırmaya çalışmasını anlatan Avustralya ve Bhutan ortak yapımı film listemizin ilk sırasında yer alıyor.
2- The Football Factory
Yönetmenliğini Nick Love'un yaptığı ve aynı isimli romandan uyarlanan bir yapımdır. İngiltere'de futbol şiddetinin vardığı noktayı gözler önüne seren ve gençlerin bu durumunda seks, alkol ve çeşitli uyuşturucuların etkisinin yoğun olduğunu anlatan film ayrıca stadyumun içi yerine daha çok dışı ile ilgilenmiştir.
3- The Damned United
Nottingham Forest efsanesinin doğmasını sağlayan Brian Clough'un hayatını ve 44 gün süren İngiltere'nin köklü kulüplerinden Leeds United macerasını konu alan film listenin romandan uyarlanan bir diğer yapımıdır. Filmde ikinci ligden aldığı Derby County ile harikalar yaratan Clough, hocasının milli takımın başına geçmesi sonucu Leeds United'da boşalan teknik direktörlük koltuğuna oturuyor fakat futbolculara kendisini kabul ettirememesi ile Leeds dönemi 44 gün gibi kısacık bir maceraya dönüşüyor. Bu kısa maceranın ardından ise yazının girişinde bahsettiğimiz Nottingham Forest ile harikalar başarıları yakalamaya başlıyor.
4- Green Street Hooligans
Harvard'da öğrenimine devam eden Matt (Elijah Wood) oda arkadaşının bulundurduğu uyuşturucu üzerine kalınca okuldan atılır ve o da İngiltere'ye ablasının yanına döner. Eniştesinin kardeşi ile birlikte takılmaya başlayan Matt kendisini West Ham United ile Milwall taraftarları arasında yıllardır süregelen rekabetin ve İngiliz holiganizminin içinde bulur. İnsanlara futbolun böyle yanları olduğunu ve insanların onun uğruna kaybedecek çok fazla şeylerinin olduğunu kanlı bir şekilde bize göstermeye çalışan yönetmenin bu çabasında başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Daha sonraları devam filmleri çekilmiş olmasına rağmen bu filmin yakaladığı başarıyı yakalayamamıştır.
5- Will
[caption id="attachment_59975" align="aligncenter" width="208"] 1[/caption]Will 11 yaşında bir Liverpool taraftarıdır. Annesi ve babası ayrı yaşarken annesini kaybeder ve babası ile yaşamaya başlar. Babası Liverpool'un Milan ile oynayacağı İstanbul'daki Şampiyonlar Ligi finali için iki bilet alır fakat maça bir kaç gün kala vefat eder. Will bu yolculuğa babası için çıkmak istemektedir ve müdirenin odasında bulunan biletleri çalması İstanbul serüvenini başlatır.
6- Goal
Santiago (Kuno Becker) Meksika göçmeni bir ailenin büyük çocuğudur ve futbol onun için bir tutkudur. Kendisi amatör maçlarından birisini yaparken şans eseri bir scout tarafından keşfedilir ve İngiltere'ye davet edilir. Babasından gizli bir şekilde büyükannesinin desteğiyle, İngiltere'ye gider. Kendisini göstermesi için sunulan fırsatı başta cömertçe harcasa da bir şekilde takımda kalmayı başarır ve ligin sonuna yaklaşırken A takım macerası da başlar. Film saha dışından çok bu kez saha içini ele alan ve gerçekçi futbol maçı sahneleriyle insanları da heyecanlandıran bir yapım olmayı başarmıştır. Daha sonraları ikincisi ve üçüncüsü çekilse de ilk film kadar başarı sağlayamamıştır.
7- Mean Machine
Eski bir İngiliz milli sporcunun hapse girdikten sonra mahkumlar ve gardiyanlar arasında yapılacak olan maçta, mahkumların teknik direktörlüğünü yapmasını konu alan ve içinde bolca komedi unsuru barındıran, yapımcılığını ünlü yönetmen Guy Ritchie'nin yaptığı film, izlerken benzer oyuncu kadrosu ve güldürü öğeleriyle Snatch'i anımsatıyor.
8- Looking For Eric
Yönetmenliğini Ken Loach'un yaptığı efsane futbolcu Eric Cantona'nın rol aldığı futbolun hayatla iç içe geçtiği bir film. Eric postacı olarak çalışmaktadır ve kendisi orta yaş bunalımı yaşamaktadır. Aldığı yanlış ilaç sonrası Eric Cantona'yı görmeye başlar ve kendisinin yaşam koçu olmasını sağlar. Eric Cantona'nın kendi başından geçen ve pes etmemek, bulunduğu duruma isyan etmek, risk almak gibi konulardan oluşan gerçek hikayesini dinlemek için bile izlenmesi gereken bir film olduğu kanaatindeyiz.
9- Victory
Fransa'da esir kampında bulunanlara karşı Alman askerlerinin yaptığı bir karşılaşmayı anlatan film, bünyesinde Sylvester Stallone, Michael Caine gibi sinema dünyasının yıldızlarının yanı sıra Pele, Osvaldi Ardiles, van Himst gibi futbol dünyasının yıldızlarını da barındırmaktadır. Film, İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman ırkının özellikle Yahudi ırkına ve dahi diğer bütün ırklara karşı üstün olduğunu kanıtlamak için ayarlanan bir futbol maçını ve bu maçı bir kaçış fırsatı olarak gören diğer esirleri konu edinmiştir. Két Félidő a Pokolban (Cehennemde İki Devre) adlı 1963 yapımı Macar filminden esinlenilen film; sunumu, konusu ve oyuncu kadrosu ile fark yaratmıştır.
Bonus: Taçsız Kral
Ülkemizden de listede yer alabilecek "Dar Alanda Kısa Paslaşmalar", "Kaledeki Yalnızlık", "Gol Kralı" gibi filmler mevcut. Ancak taraflı tarafsız herkesin saygısını kazanmış, ağları yırtan gol ile hatırlanan Taçsız Kral lakaplı Metin Oktay'ın kendisini futbola daha doğrusu Galatasaray'a adamasının öyküsüdür bu film. Öyle ki filmde sevdiği kadının "Ya ben, ya Galatasaray?" sorusuna kendisi "Galatasaray. O daha vefalı." yanıtını vermekte ve kulübüne olan bağlılığının ve sevgisinin önüne hayatının kadını bile geçememektedir.
Yorum Bırakın