2017 yapımı bağımsız bir film olan Bomb City, 1997'de trajik bir biçimde öldürülen Brian Deneke'in vefatının öncesini ve sonrasını anlatıyor. Ölümünün 20. yılında Deneke'i anmak isteyen yönetmen Jameson Brooks, hiç yüz yüze tanışmadığı ama hikayesini duyarak büyüdüğü Brian Deneke cinayetini beyaz perdeye taşımak istemiş.
Brian Deneke kimdir?
Brian Deneke, Texas'ın tutucu bir bölgesi olan Amarillo'da yaşamaktaydı. Liseyi bırakmak zorunda kalan ve kız arkadaşıyla bir süre farklı yerlerde yaşayan 19 yaşındaki Deneke, Amarillo'ya geri dönmüştü. Lisede başlayan kaykay sevdasıyla zamanla punk müzikten ve bu müziğin ideolojisinden etkilenen Deneke, Amarillo punk topluluğu için de önemli bir yere sahipti.
Maruz kaldığı zorbalık yüzünden liseyi bırakmak zorunda kalan Deneke ve punk arkadaşları, Amarillo'nun tutucu yapısına baş kaldırmayan ve uyumlu görülen diğer gençlerle sürekli bir çatışma içerisindeydi. Çoğunluğu futbol takımında olan bu sporcu gençler, Deneke ile arkadaşlarına sürekli olarak sözlü ve fiziksel şiddet gösteriyorlardı. Uğradıkları şiddetten kurtulmak isteyen Deneke ve arkadaşları, kendilerini savunmak için yanlarında ağır zincirler, beyzbol sopaları gibi objeler bulundururlardı.
Şüphesiz Brian Deneke'in Amarillo'da bıraktığı en büyük iz, üstünde resimler ve sloganlar olan, kendi yaptığı ve kasabanın çeşitli yerlerine astığı yol tabelalarıdır. Bu yol tabelaları Dinamit Müzesi adı altında, Amarillo'nun çeşitli sokaklarında sergilenmekte ve Deneke'in hatırasını bugüne dek yaşatmaktadır.
Kasım 1997
5 Kasım 1997 gecesi bir restoranın park alanında, kasabanın futbolcu gençlerinin Deneke ve arkadaşlarına laf atmaları sonucu bir tartışma çıkar. Tartışmada Dustin Camp adlı liseli bir gencin arabası hasar alır. Bunun üstüne Camp, korkutmak amacıyla arabasını Deneke ve arkadaşlarının üstüne sürer fakat geri çekilir. Taraflar bu tartışmadan sonra 12 Kasım gecesinde, hesaplaşmak için tekrar restoranın karşısındaki otoparkta buluşur. İki grup arasında atılan laflarla başlayan kavga, kısa sürede savurulan yumruklara ve zincirlere dönüşür. Fakat futbolcular, Deneke ve arkadaşlarından sayıca üstündürler. Kontrolden çıkan bu kavgayı durdurmak için olaya tanık olan bir kişi polisi aramıştır, fakat geç kalmıştır.
Kavgaya 83 model Cadillac arabasıyla gelen Dustin Camp, aracını ondan kaçmaya çalışan Deneke'in üstüne sürer. Kaçarken kendini korumak amacıyla zincirini arabaya sallayan Deneke, aracın altında kalır, göğüs kafesi ve kafatası ezilerek can verir. Olay yeri incelemede görülür ki, yerde fren izi yoktur. Yani Dustin Camp, durmak için asla frene basmamıştır ve Deneke'i bilinçli olarak ezmiştir. Cinayetten tutuklanan Dustin Camp, tutuklandığı gün kefaletle serbest bırakılmıştır.
Yargı Süreci ve Adaletin Çöküşü
Camp'in Deneke cinayetinden yargılanma sürecinde, savunması tamamen punkların yaşam tarzlarını demonize etme ve arkadaşlarını korumak için bu girişimde bulunduğunu öne sürme yönündeydi. Deneke'in kanındaki alkol seviyesini, kendi davranışlarına bahane olarak göstermeye çalışan 17 yaşındaki Camp'in kendisi de cinayet gecesi alkollüydü. Adeta Deneke'in adını karalamaya and içen Camp ve avukatı, mahkemede jüriye, Deneke'in deri ceketini ve asker botlarını bile Deneke'in şiddete olan yatkınlığının bir kanıtı olarak sundular. Suçu Deneke'in üstüne atmaya çalışarak kendini savunan Dustin Camp, cinayetten suçlu bulunmasına rağmen şartlı tahliyeyle serbest bırakıldı.
Bomb City'nin Punk Kültüründeki Yeri
Bomb City, kendi kulvarındaki filmler arasında gerçekliği ve etkileyici sinematografisiyle öne çıkan, bir Hollywoood yapımını andıran fakat anlattığı hikayeye yakışır şekilde bağımsız ve düşük bütçeli bir film. Nispeten yeni bir yapım olsa da, punk kültürünün sinema ve televizyondaki en iyi temsilcilerinden. Deneke'in 20. ölüm yıl dönümünde beyaz perdeye giren bu film, ilk olarak toplumda ana akımdan sıyrılan her alt kültürün, geniş bağlamdaysa din, dil, ırk, dış görünüş ve benzeri özelliklerden dolayı toplumdan dışlanan ve yargılanan, kimi zaman bu farklılıklar yüzünden öldürülen her grubun acısını yansıtmaktadır. Sadece kıyafetleri ve dinlediği müzik türü yüzünden cinayeti meşrulaştırılmış olan Deneke, 97'den beri punk kültürünün savaşını ve varlığını simgeleyen bir sembol haline gelmiştir. Tıpkı onun gibi tutucu bir toplumda yaşayan her hür fikirli ve dolayısıyla aykırı gencin, kendi ayakları üstünde durarak kendini koruması gereğini hatırlatan bir ikondur.
Dinamit Müzesi
Ölümünden önce ve sonra, Deneke'in Amarillo müzik ve sokak sanatı camiasında etkisi büyüktü. Amarillo'daki birçok konserin organizasyonuna dahil olan Deneke'in paha biçilmez mirası, hikayesini ölümsüzleştiren Bomb City ve ölümünden etkilenen Marilyn Manson'ın sözleriyle ayakta duruyor. Şüphesiz Deneke'in hikayesini en iyi anlatan şey, kendisinin yaptığı ve bugün Amarillo, Texas'ta yolları süsleyen sloganlı ve resimli trafik tabelaları. Varoluşsal acılarını ve sorgulayıcı kimliğini yansıttığı bu tabelalarla Deneke, ona sahip çıkmayan ve Manson'ın sözleriyle mahkemede bir kez daha öldürüldüğü Amarillo sokaklarında var olmaya ve hatırlanmaya devam ediyor.
Bomb City Fragmanı
" target="_blank" rel="noopener">Marilyn Manson'ın Deneke hakkındaki düşüncelerini de bağlantıda bulunan videodan izleyebilirsiniz.
Kaynaklar: 1,2,3
Yorum Bırakın