Yönetmen koltuğunda Avustralyalı Mike Cahill'in oturduğu ve sadece belirli bir türe sahip olmayan, birçok yönden insanı etkileyen tarzda bir film Another Earth. Seyredenleri arada bırakan bu filmin içerisinde, felsefeden bilim kurguya, romantizmden dramaya dek geçişler mevcut. Minimum görsel efekt kullanılarak 100.000 dolar bütçeyle çekilen bu film, gişede 1.000.000 dolar hasılat yaparak başarısını bir nevi perçinlemiş diyebiliriz. 2011 yapımı olan bu film, ayrıca Sundance Film Festivalinde, Alfred P. Sloan Bilim Ödülü ve Jüri Özel Ödülü almıştır.
Filme geçmek gerekirse... Dünya'nın etrafında gün geçtikçe bir cisim belirmektedir. Başlarda kimse ne olduğunu anlayamasa da zamanla bunun bir gezegen olduğu anlaşılır. Bu gezegenin çok farklı bir özelliği de bu zamana kadar fark edilenlerin aksine, Dünya'ya çok benzemesidir. Giderek merak artmaktadır. Rhoda isimli genç kız ise MIT kabulü almış, uzay aşığı zeki bir öğrencidir. Bir akşam arkadaşlarıyla yaptığı kutlama sırasında fazla alkol almıştır. Partiden çıkıp aracını sürmeye başladığı sırada, tüm dikkatini bahsettiğimiz gezegene vermiştir. Alkolün de etkisiyle önündeki aracı fark etmeyen Rhoda, araca çarparak trafik kazası geçirir. Bu kaza sonucunda, diğer aracın içindeki aile yok olur. Ailenin babası John hariç. Rhoda henüz reşit olmadığı için cezasını minimum sürede çeker. Aradan 4 yıl geçmiş ve Rhoda hapishaneden çıkmıştır fakat vicdan azabı asla geçmemiştir. Kendini biraz olsun rahatlatmaya çalışan Rhoda, bir okulda temizlik görevlisi olarak işe başlar.
Bu sırada, söz konusu gezegen gittikçe Dünya'ya benzemiştir. Hatta artık onun Dünya'nın kopyası olduğuna kanaat getirilmiştir. Bunu, filmin içerisindeki deneylerden oldukça iyi anlayabiliyoruz. Oldukça karamsar ve çökmüş bir ruh halinde olan Rhoda, kaza yaptığı diğer araçtan sağ çıkan ve başarılı bir müzisyen olan John'u bulup evine gitmeye karar verir. Fakat bunun için bir sebebi olmalıdır. Kendini temizlik şirketi görevlisi olarak tanıtır ve John'un evinde temizlikçilik yapmaya başlar. Ailesinin ölümünün ardından müzikten, hatta gerçek yaşantıdan tamamen kopmuş olan John, gün geçtikçe Rhoda ile daha iyi diyalog kurmaya başlar. Zaman ilerlerken daha da yakınlaşan ve artık birlikte yemek yiyip vakit geçiren bir ikili olurlar. Romantizm hissedilir hale gelmiştir fakat Rhoda'nın vicdan azabı asla geçmemektedir. Hatta John'la yakınlaştıkça bu daha da artmaktadır.
Bunlar yaşanırken artık "Dünya II" olarak adlandırılan gezegene seyahat için bir yarışma düzenlenir. Rhoda, yaşananları unutmak için bu şirkete, uzay aşkını kaleme döktüğü bir mektup yazar. Bir gün gelen telefonla seyahat biletini kazandığını öğrenen Rhoda, bunu John'la paylaşır fakat aynı zamanda bir itiraf da yapmak zorundadır. Ailesini kaybetmesine sebep olan kişinin Rhoda olduğunu öğrenen John, elbette bunu iyi karşılamaz. Hatta doğal olarak çok büyük tepki gösterir. Filmin devam eden son kısmında, bu ikili üzerinden yaşanan olayları, yönetmenin "Dünya II" ile olan konuyla birbirine ustalıkla bağladığını görürüz ve özellikle filmin sonunda bizi büyük bir sürpriz beklemektedir.
Başrollerini Brit Marling ve William Mapother'in üstlendiği bu filmi, klasik bir bilim kurgu filmi olarak görmek ya da o beklentiyle seyretmek sizi hayal kırıklığına uğratacaktır. Özellikle insanın hayatındaki kırılma noktalarına, hayal kırıklıklarına ve kendine olan yabancılığına değinen film, yan tema olarak paralel bir evren olgusuyla bilim kurgu üzerinden bu düşünceleri desteklemeye çalışıyor. Dokusuyla, oyunculuk performanslarıyla, kurgusuyla ve görsel efektlerinin bütçe yüzünden minimum tutulmasına rağmen oluşturulan duru görselliğiyle göz kamaştıran bu yapım, birçok eleştiriye rağmen bağımsız sinemanın bizlere kattığı değerli eserlerden biri. Ayrıca yine bağımsız bir film sayabileceğimiz I Origins'in, 2011 çıkışlı bu filmden sonra Mike Cahill-Brit Marling ikilisini tekrar bir araya getirdiğini hatırlatmakta fayda var.
Yorum Bırakın